Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası

Görevli memura mukavemet suçu olarak da tabir edilen, görevi yaptırmamak için direnme suçu 5237 sayılı Ceza Kanunumuzun 265. Maddesinde düzenlenmiştir. TCK 265\1 maddesinde yapılan tanıma göre, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek maksadı ile cebir ya da tehdit kullanılması görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturacaktır. TCK 265\1 maddesinde suçun cezai yaptırımı 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır.

Ancak ceza kanunumuzda yer alan diğer suçlarda olduğu gibi sanığın TCK 265 ve devamı maddeleri uyarınca cezalandırılmasının en temel koşulu görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşması gerektiğidir. Yasa metninde suçun temel unsurları arasında cebir veya tehdit yer alır. Yargı kararları daha çok suçun bu unsuları üzerinde yoğunlaşsa da özellikle TCK 265\2,3,4 maddelerinde suçun daha ağır cezayı gerektiren hallerinde suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı sanığın hukuki statüsünün belirlenmesinde daha etkileyicidir.

Table of Contents

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Cezası

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun seçimlik hareketli bir suç olduğunu söyleyebiliriz. TCK 265\1 maddesinde suçun temel şekli düzenlenmiştir. TCK 265\2,3,4 maddelerinde ise daha ağır cezayı gerektiren haller olarak nitelendirebileceğimiz diğer seçimlik hareketlere yer verilmiştir TCK 265\1 ve devamı maddelerinde görevi yaptırmamak için direnme suçu cezası aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Cezası

TCK Md. 265 (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.

(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Unsurları

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Faili

Görevi yaptırmamak için direnme suçu fail açısından seçimlik hareketli bir suç olsa da özgü suç niteliğinde değildir. Suçun failinin herkes olması mümkündür. Ayrıca suçun failinin görevli memurun görevinin muhatabı olması gerektiği gibi bir zorunlulukta yoktur. Genellikle suçun iştirak halinde işlenmesi halinde ileride daha ağır cezayı gerektiren haller başlığımızda değineceğimiz üzere her bir fail ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Faili

TCK 265\1 maddesinde yapılan tanımdan da anlaşılacağı gibi suçun mağduru kamu görevlisidir. TCK 265\1 maddesinde yer alan kamu görevlisinden kasıt TCK 6\1-c maddesinde tanımı yapılan kamu görevlileri suçun mağduru olabilmektedir. TCK 6\1-c maddesinde ise kamu görevlisi sadece “devlet memuru” olarak düzenlenmemiştir. Herhangi bir kamusal faaliyetin yürütülmesi amacıyla geçici veya sürekli bir suretle bu göreve katılanlarda kamu görevlisi tanımı içerisinde yer alır.

Buna karşın cebir ve tehdit fiilinin sadece kamu görevlisi olan kişilere karşı işlenmesi failin görevi yaptırmamak için direnme suçu nedeniyle cezalandırılmasına yeterle değildir. Suçun mağduru olarak kabul edilen kamu görevlisinin görevini ifa ettiği sırada gerçekleşmiş fiiller olması gerekir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Nasıl Oluşur?

Diğer suçlarda olduğu gibi görevi yaptırmamak için direnme suçu unsurlarının belirlenmesinde de failin fiili hareketleri önemlidir. Bilindiği üzere ceza kanunumuzda “cebir” ve “tehdit” ayrı suçlar olarak düzenlenmiştir. Ancak bu fiillerin görevli memura, görevinden dolayı ve görevini yapmasını engellemek amacıyla gerçekleştirilmesi olması gerekir. Bu durumda görevi yaptırmamak için direnme suçu unsurları arasında cebir veya tehdit oluşturacağını ortaya koyması ile büyük oranda suçun unsurları oluşmuş olacaktır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Cebir Unsuru

Ceza kanunumuzda “cebir” tanımı TCK 108 maddesinde yapılmıştır. Buna göre;

            “Bir şeyi yapıp yapmaması veya kendisinin yapmasına müsaade etmesi amacıyla uygulanan fiziki hareketlerdir”

TCK 86 maddesinde yer alan kasten yaralama ve TCK 87 maddesinde yer alan neticesi sebebiyle kasten yaralama suçlarından farklı bir fiili ve fiziki harekettir. Failin uygulamış olduğu cebir sonucunda TCK 87 maddesinde belirtilen ağırlaşmış kasten yaralama durumlarından bir veya bir kaçının gerçekleşmesi halinde fail ayrıca “kasten neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan cezalandırılacaktır. (TCK 265\5)

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Tehdit Unsuru

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda aranan başka bir unsur ise tehdittir. Suçun oluşması için cebir veya tehdit unsurlarındın herhangi birisisin somut olayda bulunması gerekmektedir. TCK 265 maddesinde aranan “tehdit” ile kasıt TCK 106 maddesinde tanımı yapılan tehdittir. Buna göre;

Şeklinde tanımlanmıştır. TCK 265 maddesine göre; TCK 106 maddesinde yer alan “bir başkası” kamu görevlisidir.

TCK 265 maddesinde aranan tehdit unsurunun varlığından söz edebilmek için tehdidin kamu görevlisinin görevini yaptırmamak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekir. Diğer bir ifade ile tehdidin şartlı tehdit mahiyetinde olması gerekir. Konuyu bir örnekle açıklamak daha yerinde olacaktır.

Görevli memura mukavemet yani görevi yaptırmamak için direnme suçu kamu görevlilerine karşı işlenmesi mümkündür. Ancak uygulamada genellikle kolluk kuvvetlerine yani polise mukavemet şeklinde gerçekleşir. Herhangi bir suçtan göz altı işlemi uygulamak isteyen polis memuruna yönelik göz altı işleminin yapılması halinde mağduru bir zarara uğratacağı bahisle tehditte bulunması TCK 265 maddesinde yer alan suçun oluşması için yeterli olacaktır. Diğer bir ifade ile sarf edilen tehdit içerikli sözlerin kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek maksadı ile söylenmesi gerekir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Daha Ağır Cezayı Gerektiren Haller

Suçun temel şeklinin düzenlendiği TCK 265 maddesine göre suçun daha ağır cezayı gerektiren hallerinin cezai yaptırımları daha yüksektir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli halleri yani daha ağır cezayı gerektiren halleri TCK 265\2,3,4 maddelerinde sıralanmıştır. Genel olarak dört ayrı başlıkta incelenen suçun daha ağır cezayı gerektiren hallerini ve unsurlarını aşağıdaki gibi sıralamamız mümkündür.

Suçun Yargı Görevini Yapan Kişilere Karşı İşlenmesi

Yargı görevini yapan kişilerde yine Ceza Kanunumuzun tanımlar başlığı altında TCK 6\1-d maddesinde belirtilmiştir. Buna göre;

  1. Yüksek Mahkemeler Başkan ve Üyeleri
  2. Adli ve İdari Yargı Başkan ve Hakimleri
  3. Cumhuriyet Savcıları
  4. Avukatlar

Yargı görevini yapan kişiler arasında sayılmıştır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun yukarıda sayısı kişilerin görevlerini yapmalarını engellemek amacıyla işlenmesi halinde suçun temel şeklinin cezai yaptırımlarının alt sınırlarından oldukça uzaklaşılmıştır. TCK 265\2 maddesine göre suçun yargı görevini yapan kişilere karşı işlenmesi halinde fail hakkında öngörülen hapis cezası 2 yıl ile 4 yıl arasındadır.

Suçun Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyularak İşlenmesi

Sık sık belirttiğimiz görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları arasında cebir veya tehdit bulunması gerektiği yer alır. Tehdit suçunun düzenlendiği TCK 106 maddesinde; “kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması ile suçun daha ağır cezayı gerektiren halleri oluşmuş olacaktır. Görevli memura mukavemet veya direnme suçunda da aynı durum daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmıştır.

Bunun nitelikli ve daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmasında en temel neden gerek tehdit suçunda gerekse görevi yaptırmamak için direnme suçunda mağdurun kendisine yönelik bir tehdidin kaynağını bilmemesidir. Bu gibi durumda doğal olarak kişinin yaşamış olduğu korku ve tedirginliği artmaktadır.

Suçun TCK 265\3 maddesinde belirtildiği gibi failin kendisini tanınmayacak bir hale koymak (maske takmak, kılık değiştirmek, peruk takmak vs.) şeklinde işlenmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza 1\3 oranında arttırılmaktadır.

Birden Fazla Kişi İle Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu

Uygulamada en sık rastlanılan daha ağır cezayı gerektiren haldir. TCK 37\1 maddesinde de belirtildiği üzere;

Failler hakkında TCK 265 maddesine göre bu daha ağır cezayı gerektiren halin uygulanması için suçun en az 2 kişi ile işlenmesi gerekir. Birden fazla kişi ile beraber görevi yaptırmamak için direnme suçu işlenmesi durumunda da her fail için haklarında verilecek olan ceza 1\3 oranında arttırılır.

Silahla Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu

Son olarak değinmek istediğimiz daha ağır cezayı gerektiren hal ise TCK 265\4 maddesinde düzenlenmiştir. Suçun TCK 6\1-f maddesinde tanımı yapılan ateşli silahlar ile diğer saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli aletlerle gerçekleştirilmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza yarı oranında (1\2 oranında) arttırılır.

TKC 6\1-f maddesinde de belirtildiği gibi silah değiminden doğrudan ateşli silahlar kastedilmez. Bunun dışında saldırı ve savunmada kullanılan sopa, bıçak, muşta gibi araçlar ile suçun işlenmesi halinde olayda ilah kullanıldığı sonucu doğacaktır. Dolayısıyla daha ağır cezayı gerektiren hallerin uygulanması için yeterli olacaktır.

TCK 265\4 maddesinde ayrıca suçun, suç örgütlerinin ismini kullanılarak korkutucu gücün arttırılması da daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmıştır. Görevi yaptırmamak için direnme suçu yargıtay kararları ayrıca failin iddia etmiş olduğu suç örgütünün gerçekten var olup olmadığının suçun daha ağır cezayı gerektiren halinin uygulanmasına engel teşkil etmediği yönündedir. Bu durumda yine fail hakkında yarı oranında ceza arttırımı yapılarak görevi yaptırmamak için direnme suçu cezası belirlenir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ile Beraber Kasten Yaralama Suçunun İşlenmesi

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi görevi yaptırmamak için direnme suçucebir” veya “tehdit” kullanılarak işlenmektedir. Suçun işlenmesi sırasında cebir kullanılması halinde filin ağırlığına göre mağdurda yaralanmalar meydana gelebilecektir. Bu cebir sonucu mağdurda meydana gelen yaralanmalar TCK 87 maddesinde belirtilen şekilde gerçekleşmesi durumunda fail hakkında ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerde uygulanır. Aşağıda sıralamış olduğumuz durumlardan bir veya birkaçının gerçekleşmesi failin ayrıca kesten yaralama suçundan da yargılanmasına sebebiyet verecektir.

  • Duyu ve organların sürekli bir şeklide zayıflaması
  • Konuşmada sürekli zorluk
  • Yüzde sabit iz
  • Yaşamı tehlikeye sokacak derecedeki yaralanmalar
  • Gebe kadının çocuğunun vaktinden önce doğması
  • İyileşmesi mümkün olmayan bir hastalık ya da bitkisel hayata girme
  • Duyu ya da organlardan birisinde süreli suretle meydana gelen işlev kaybı
  • Yüzdeki sürekli değişiklik
  • Gebe kadının çocuğunu düşürmesi

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçuna Teşebbüs

Öncelikle belirtelim ki failin görevi yaptırmamak için direnme suçundan yargılanıp ceza alması için mağdurun görevini engelleyip engellemediğinin bir önemi yoktur. Suçun diğer unsurlarının oluşması ile beraber fail bu amaçla gerçekleştirdiği icrai hareketlerine başlaması yeterlidir. Bu nedenle TCK 265\1 ve devamı maddelerinde sıralanmış daha ağır cezayı gerektiren hallerin varlığında fail hakkında teşebbüs hükümleri uygulanmamaktadır. Bu konuda yazımızın sonunda değineceğimiz görevi yaptırmamak için direnme suçu yargıtay kararları ile daha detaylı bir şekilde değinilecektir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçuna İştirak

TCK 265\3 maddesi ile suçun birden fazla kişi ile işlenmesi daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmıştır. Bu nedenle failler hakkında TCK 37 maddesi uygulanmaksızın her fail ayrı ayrı TCK 265\3 maddeleri gereğince cezalandırılır. Suçun bu şekilde birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi halinde filler hakkında verilecek olan cezalar 1\3 oranında arttırılır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Haksız Tahrik

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda TCK 29 maddesinde yer alan haksız tahrik indiriminin uygulanması mümkündür. Bilindiği üzere görevi yaptırmamak için direnme suçu daha çok kolluk kuvvetlerine yani polis veya jandarma gibi kamu personellerine uygulanmaktadır. Bu durumda kolluk kuvvetinin tahrik sayılabilecek hareket ve yetkisini aşacak şekilde yaralaması durumunda fail hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanacak, hakkında verilecek olan cezanın 1\4 ile 3\4 oranında indirilmesi mümkün olabilecektir.

Bunun dışında failin TCK 28\1 maddesinde belirtilen koşullarda suçun işlenmesi halinde ise hakkında ceza verme yoluna gidilmesi mümkün değildir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Zor Kullanma Yetki Sınırının Aşılması

Görevi yaptırmamak için direnme suçunda sınırın aşılması uygulamada sık karşılaştığımız bir durumdur. Bu nedenle sınırın aşılması görevi yaptırmamak için direnme yargıtay kararlarına sıklıkla konu olur.

Daha çok polise mukavemet şeklinde gerçekleşen suçta çoğunlukla failin tek kişi olduğu, kamu görevlilerinin ise daha fazla kişi olduğu görülür. Bu durumda da zor kullanma yetkisinin aşılması durumları ile sıkça karşılaşılır. Bu durumun tanık beyanları, kamera kayıtları gibi deliler ile desteklenmesi halinde fail hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu gibi TCK 28 maddesi uyarınca ceza verilmekten tamamen vazgeçilmesi de kuvvetle muhtemeldir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Yargılama

Ceza üst sınırları itibariyle yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerine aittir. Ceza Kanunumuzda yer alan diğer suçlarda da olduğu gibi yargılama yetkisi ise yine suçun işlenmesi olduğu yer mahkemelerine aittir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Erteleme Kararı

Kural olarak yargılama sonunda fail hakkında erteleme kararı verilebilmesi için en önemli koşulu hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın 2 yıldan az olması gerektiğidir. TCK 265 maddesinde yer alan ceza alt ve üst sınırları görüldüğü üzere 2 yıldan az olabilecek niteliktedir. Ayrıca karşın fail hakkında haksız tahrik indirimi, iyi hal indirimi veya diğer takdiri indirimlerin uygulanması durumunda kısmen de olsa fail hakkında verilen hapis cezasının 2 yıldan az olabileceği sonucu çıkar. Bu durumda ise fail hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu nedeniyle erteleme kararı verilebilecektir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Aktif ve Pasif Direnme

765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nda görevli memura mukavemet suçun aktif direnme ve pasif direnme olarak iki farklı şekilde düzenlenmişti. Ancak 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunumuzda aktif direnme veya pasif direnme konusunda bir ayrım yapılmamıştır.

Aktif Direnme Nedir?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi TCK 265 maddesinde aktif direnme veya pasif direnme suçu olarak bir ayrım yapma yoluna gidilmemiştir. Ancak suçun unsurları arasında yer alan cebir şekilde suçun işlenmesinin eski 765 sayılı eski Ceza Kanunumuza göre aktif direnme olabileceğini söyleyebiliriz.

Pasif Direnme Nedir?

Pasif direnme ise suçun unsurları arasında yer alan tehdit fiili olarak nitelendirilmesi mümkündür. Ancak fail hakkında hükmolunacak cezanın belirlenmesi aktif direnme veya pasif direnme konusunda bir araştırma yapılmamaktadır. Bu nedenle her iki durum cezanın belirlenmesinde etkili değildir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası

SIK SORULAN SORULAR

Pasif Direnme Suç Mu?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi 5237 sayılı ceza kanunumuzun 265. Maddesinde aktif veya pasif direnme konusunda bir ayrım yapma yoluna gidilmemiştir. Ancak buna rağmen suçun unsurları arasında yer alan tehdidin varlığını pasif direnme olarak nitelendirmememiz mümkündür. 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunundaki düzenlemeleri göz önüne olarak pasif direnme suç mu sorusuna cevap vermemiz daha yerinde olur. Bu durumda pasif direnme de suç olarak tanımlanmış bir fiil olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır.

Görevli Memurun Görevini Yapmasına Engel Olmak Nedir?

Görevi yaptırmamak için direnme suçu sıklıkla, görevli memurun görevini yapmasına engel olmak, polise mukavemet, görevli memura mukavemet gibi tabirlerle de anılırlar. Tüm bu suçlar 5237 Sayılı TCK’nın 265 maddesinde düzenlenen suça karşılık gelmektedir.

Polise Mukavemetin Cezası Nedir?

Görevi yaptırmamak için direnme suçu çoğunlukla kolluk kuvvetlerine yönelik gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle sıklıkla polise mukavemet olarak da bilinir. Bu durumda polise mukavemetin cezası da TCK 265 maddesinde belirtildiği şekildedir. Suçun nitelikli halleri haricinde polise mukavemet suçu cezası da 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Şikayete Bağlı Mı?

Kamu görevlilerine yönelik geçekleştirilen diğer suçlarda olduğu gibi görevi yaptırmamak için direnme suçu da şikayete tabi değildir. Suçun öğrenilmesi ile beraber Cumhuriyet Savcısı tarafından re’sen soruşturma yapılarak suçun unsurlarının oluşması halinde fail hakkında iddianame düzenlenerek yargılama aşamasına geçilir. Kovuşturma aşamasında da suçun unsurlarının oluştuğu anlaşılması ile beraber fiilin ağırlık ve derecesine göre fail 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bu ceza miktarları yukarıda sıralamış olduğumuz daha ağır cezayı gerektiren hallerin varlığı durumunda artabilecektir.

Alkollüyken Polise Mukavemet Cezası

Alkollüyken polise mukavemet cezası olarak ayrı bir düzenleme yapılmamıştır. TCK 265 maddesinde de bu konuda bir ayrım yoktur. Suçun nitelikli halleri dışında alkollüyken polise mukavemet cezası yine 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Uzlaşma Kapsamında Mı?

Görevi yaptırmamak için direnme suçu şikayete tabi suçlardan olmadığı gibi yine uzlaşmaya tabi suçlar arasında da yer almaz. Bu nedenle soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında taraflar arasında uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın karar verilir.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Savunma Dilekçesi

Ceza hukukunda suç olarak tanımlanan eylemlerden dolayı savunma dilekçesi soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşaması (yargılama aşaması) durumuna göre değişiklik gösterir. Bu nedenle görevi yaptırmamak için direnme suçu savunma dilekçesi hazırlanabilmesi için olayın oluş şeklinin tam olarak bilinmesi önemlidir.

Bu konularda hazır olarak bulanan maktu dilekçeler sanık veya şüphelinin üzerine atılı suçlamanın niteliğine tam olarak cevap verebilecek ölçüde olamayabilmektedir. Bu nedenle herhangi bir suçtan savunma dilekçesi hazırlanmasında hukuki destek alınması gerekir.

Polisle Kavga Etmenin Cezası Nedir?

Polisle kavga etmenin cezası da yine görevi yaptırmamak için direnme suçu cezası kapsamındadır. Her iki durumda fail hakkında TCK 265 maddesi uygulanarak ceza verme yoluna gidilir. Suçun nitelikli halleri hariç olmak üzere polisle kavga etmenin cezası da yine 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Beraat Kararı

Görevi yaptırmamak için direnme beraat kararı genellikle suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle verilmesi mümkündür. Yukarıda da belirttiğimiz gibi görevi yaptırmamak için direnme suçu şikayete tabi suçlardan olmadığı gibi uzlaşma kapsamında da değildir. Bu nedenle TCK 265 maddesi nedeniyle yapılacak yargılamalar sonucunda beraat kararı alınabilmesinin tek koşulu suçun unsurlarının oluşmamasına bağlıdır.

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Yargıtay Kararları

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Zamanaşımı Yargıtay Kararı

Sanık … hakkında katılanlara yönelik kasten yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve silahla tehdit suçlarından yargılama konusu eylemleri için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ile 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 5237 sayılı Kanun’un 125 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile 125 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları,

5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin ikinci üçüncü fıkrası yollamasıyla 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenecek cezaların türü ve üst hadlerine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 11.07.2016 tarihli mahkumiyet hükmü olduğu ve bu tarihlerden, temyiz inceleme tarihine kadar 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istekleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık … hakkında kasten yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve silahla tehdit suçlarından açılan kamu davalalarının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,

Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.09.2024 tarihli 2023\6471 esas ile 2024\9215 sayılı kararı

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Daha Ağır Cezayı Gerektiren Hallerin Uygulanması Yargıtay Kararı

İddia, savunma ve yukarıda ayrıntısı bildirilen deliller ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; trafik polisi olup, olay günü ve saatinde görevli bulunduğu A5 kavşağında uygulama yapmakta olan katılanın, sanığın kullanmış olduğu N1 plaka sayılı aracının durması için işaret yaptığı, sanığın ise önce hızını azaltıp, durakladığı ve ancak katılanın şoför mahalline doğru aracın ön tarafından geçtiği bir sırada aniden harekete geçerek, katılanı kaput üzerine aldığı ve hızını artırarak 10-15 metre sürüklediği olay sonucu yola savrulan katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede yaraladığı anlaşılmıştır.

Dairemiz tarafından yukarda açıklandığı şekilde meydana geldiği kabul edilen olayda, sanığın yüklenen suçu işlemediği yönündeki savunmalarına, katılanın anlatımları ve adli rapor ve dosya içindeki olay CD’si değerlindirilerek itibar edilmemiş ve sanığın, katılana karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği kabul edilmiştir. Zira,

TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçimlik hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemlerini cezalandırılan suç tipinde; hareketin “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla ancak görevli kamu görevlisine karşı işlenebileceğinin öngörüldüğünden hareketle; bir kamu görevlisi olduğunda şüphe bulunmayan katılanın olay günü ve saatinde trafik kontrolü yapmak şeklindeki görevini ifa ettiği, sürücü belgesi bulunmayan sanığın ise katılanın müstakbel idari ceza yazma görevini yaptırmamak için aracının şoför mahalline doğru gelmekte olan katılana çarpıp, onu yaralamak suretiyle özel norm niteliğindeki atılı suçu işlediği, sanığın eylemini sevk ve idare ediş biçimine göre silahtan sayılan otomobilini kullanarak gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.

Dolayısıyla sanığın suçu işleyiş biçimi, suçu işlediği yer ve zaman, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile kastının ağırlığı dikkat alınarak TCK’nın 265/1 maddesi uyarınca teşdiden cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 265/4 maddesi uyarınca tayin edilen temel cezanın 1/2 oranında artırılmasına karar verilmiştir.

Hükümdeki gerekçeler ileTCK’nın 62, 50 ve 51. maddeleri ile CMK’nun 231 maddesi hükümleri sanık hakkında uygulanmamıştır.

Dairemizin bu kabulü doğrultusunda, Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2019 tarih, 2018/875 Esas ve 2019/128 Karar sayılı hükmünün, CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 18.09.2020 tarih, 2019\1053 esas ile 2020\1940 sayılı kararı

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Beraat İstinaf Mahkemesi Kararı

TCK’nın 265. maddesinde “görevi yaptırmamak için direnme” başlığıyla “seçenekli hareketli” ve “amaçlı bir fiil” olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının “cebir veya tehdit” şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, sanığın müştekilere söylediği iddia edilen “ben size sorarım, siz delikanlı mısınız, …, beni burda dövün ben rapor alır hepinizi yakarım, beni yeni mahkum mu zannettiniz ben eski mahkumum” şeklindeki sözlerinin, bir bütün olarak Anayasal şikayet hakkını kullanacağını bildirme niteliğinde olduğu ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun maddi unsuru olan tehdit eylemi olarak sayılamayacağı gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabule göre de;

İddianamede Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçunda TCK’nun 43/2 maddesi delaletiyle 43/1 maddesinin uygulanması talep olunmadığı, bu hususta sanığa ek savunma da verilmediği halde hakkında Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçundan verilen cezanın zincirleme suç hükümleri uyarınca artırılması,

Hukuka aykırı, sanığın istinaf iddiaları bu nedenle yerinde görülmekle CMK’nun 280/1-b ve 289/1-g-h maddeleri uyarınca diğer yönleri incelenmeyen HÜKMÜN BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 28.03.2017 tarih, 2017\647 esas ve 2017\598 sayılı kararı

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Haksız Tahrik

Sanık K36 12/05/2008 tarihli talimat mahkemesinde alınan ifadesinde özetle; Olay tarihinde F1 Bar isimli işyerinde garson olarak çalıştığını, olay tarihinde birden barda kavga sesleri duyduğunu ve barın kapısının açık olduğunu görünce müşteri rahatsız olmasın diye barın kapısını kapatmak için gittiğinde ismini sonradan öğrendiği K40 isimli şahısla çalıştığı yerin sahiplerinin tartıştığını gördüğünü

Bu sırada ellerinde telsizlerle polislerin içeri girdiğini ve bara doğru çıkarken K39’ün “biz varız abi buyurun” dediğinde polislerin sert bir şekilde karşılık verdiğini, bunun üzerine patronunun kardeşi olan K41’e birden ismini bilmediği bir polisin küfür ettiğini, tansiyonun arttığını daha sonra K41’ü polislerin kelepçelediklerini ve darp etmeye başladıklarını, kendisinin de “yazık değil mi, zaten elinde kelepçe var, niye vuruyorsunuz, alın götürün” dediğini, bunun üzerine polislerin kendisini darp ettiğini, polislerin içeri girerken hiçbir resmi belge göstermeden direkt içeri girdiklerini, kimsenin polisleri darp ettiğine tanık olmadığını beyan ettiği görülmüş,

Müştekilerin Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/648 Esas sayılı dosyasında alınan beyanlarında özetle; Olay tarihinde ekip arkadaşları ile birlikte adı geçen bara gittiklerini, arama yapacaklarını belirtip ışıkları yakmalarını istediklerini, oradakilerin arama yapmalarını engellediklerini ve saldırdıklarını daha sonra takviye ekiplerin gelmesiyle sanıkları etkisiz hale getirdiklerini, bu şahısların sinkaflı sözlerle küfür ettiklerini ve görevlerini yapmalarını engellediklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.

Dosyanın yapılan incelemesinde, sanık K36 ile birlikte hareket eden sanıklardan K39, K41 ve K42 hakkında kurulan hükmün temyiz edildiği, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 10/05/2016 tarih, 2015/15413 Esas 2016/6378 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere müşteki polis memurlarının 5271 sayılı CMK’nın 119. maddesinde ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 5. Maddesinde belirtilen usule aykırı şekilde hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet Savcısının yazılı emri bulunmaksızın olayın meydana geldiği F1 Bar isimli işyerinde arama yapmak istemeleri sırasında şikayetçi polis memurlarına yönelik olarak atılı eylemleri gerçekleştiren sanıklar yönünden direnme suçunda haksız tahrik hükümlerini düzenleyen TCK’nın 29. maddesi ve hakaret suçuna ilişkin olarak da TCK’nın 129/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle bozulmasına karar verildiği görülmüştür.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 16.02.2017 tarih 2016\467 esas ile 2017\346 sayılı kararı

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Zor Kullanma Yetkisinin Sınırının Aşılması

Temyiz dışı sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25/12/2014 tarih ve 2014/9279 esas, 2014/13316 karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine yapılan yargılamada Yerel Mahkemece beraatine karar verildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla kişiyle gerçekleştirdiğinden bahisle TCK’nın 265/3. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,

2- Müşteki polis memurları hakkında sanığa yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan başlatılan 2008/63987 sayılı soruşturma evrakının akıbeti araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi,

Kanuna aykırı ve sanık … müdafinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 07.01.2019 tarih ve 2016\14632 esas ile 2019\32 sayılı kararı

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir