Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225

Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225

Hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesinde “genel ahlaka karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. TCK 225/1 maddesinde yapılan tanıma göre;

“Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Yasa metninde yapılan tanıma göre hayasızca hareketler TCK 225 maddesinde alenen cinsel ilişkide bulunmak ve alenen teşhircilik olarak iki farklı şekilde gerçekleşmektedir.

Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225 Maddesi İle Korunan Hukuki Değer

Hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesi temel ceza kanunumuzun topluma karşı suçlar bölümünde, genel ahlaka karşı suçlar başlığı altında yer alır. Madde metninin gerekçesini incelediğimizde toplumun ortak olan edep, haya veya ahlaki değerlerinin koruma altına alındığını söyleyebiliriz. Yasa metninde yer aldığı şeklinde “alenen” işlenmesi cezai yaptırıma bağlandığından toplumun edep ve ahlaki değerlerinin koruma altına alındığından da kuşku yoktur.

Hayasızca Hareketler Nelerdir?

Hayasızca hareketler kısmen göreceli bir kavram olabilmektedir. Ancak hayasızca hareketler suçu TCK’da genel olarak 2 farklı şekilde tanımlanmıştır. Suçun unsurlarının belirlenmesinde hayasızca hareketlerin neler olduğunun tam ve anlaşılabilir şekilde ortaya konulması önemlidir. TCK 225 maddesi, madde gerekçesini ve hayasızca hareketler suçu nedeniyle verilen yargı kararlarını dikkate alarak aşağıdaki şekilde bir genellemede bulunmamız mümkündür.

Alenen Cinsel İlişki

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi hayasızca hareketler suçu TCK’da iki farklı şekilde tanımlanmıştır. Bunlardan ilki ve uygulamada en sık rastlanılan seçimlik hareket “alenen cinsel ilişkidir.” Ceza kanunumuzda cinsel ilişki konusunda bir tanımlama yapılmamıştır. Ancak diğer cinsel suçların düzenlendiği, cinsel saldırı (TCK 102), çocukların cinsel istismarı (TCK 103), reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK 104 ve cinsel taciz (TCK 105) suçlarında yer alan hükümler ile hayasızca hareketler TCK 225 maddesi gereğince verilen Yargıtay kararlarını dikkate alarak cinsel ilişkiyi; Cinsel arzuların tatmini amacıyla anal / vajinal olarak gerçekleşen ilişki türü olarak tanımlamamız mümkündür.

Yerel mahkemeler ile bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay ilgili ceza dairelerinin ortak görüşü, yine cinsel arzuların tatmini amacıyla her türlü birleşme, dokunma, öpüşme cinsel ilişki olarak kabul edilmektedir. Suçun oluşmasında ayrıca faillerin farklı cinsten olması gibi bir zorunluluk yoktur. Suçun oluşması için öncelikle yukarıda tanımını yaptığımız aleniyet unsurunun var olması ve faillerin fiili hareketlerinin cinsel ilişki olarak değerlendirilebilecek hareketler olmasıdır.

Alenen Teşhircilik

TCK 225 maddesi kapsamında hayasızca hareketler kapsamında değerlendirilen bir başka durum ise alenen teşhirciliktir. Yargı kararlarının benimsemiş olduğu ortak görüşe göre teşhircilik; Kişinin mahrem bölgelerini veya cinsel organını alenen sergilemesi olarak tanımlanabilir. Yapmış olduğumuz kısa tanımdan da anlaşılacağı üzere, teşhirciliğin hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesi kapsamında değerlendirilmesi için sadece cinsel organlarının teşhir edilmesi şartı koşulmamıştır.

Yargıtay ilgili ceza daireleri ile yerel mahkemelerin bu konuda vermiş olduğu kararlarda mahrem yerlerinin de alenen teşhir edilmesi TCK 225 maddesi kapsamında değerlendirilebilecektir. Diğer bir ifade ile toplumun iffet, ar, haya ve ahlak duygularına yönelik her türlü saldırı alenen teşhircilik olarak kabul edilebilecektir.

Cinsel Taciz ve Hayasızca Hareketler Suçu Ayrımı

Bilindiği üzere bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz etmek de ceza kanunumuzda TCK 105 maddesinde suç olarak tanımlanmıştır. Ayrıca TCK 105/2-e maddesi ile suçun “teşhircilik” suretiyle işlenebilirliği de hüküm altına alınmıştır.

Hayasızca hareketler suçu cezası ile cinsel taciz suçu cezanın yaptırımları oldukça farklıdır. Örneğin hayasızca hareketler suçu cezası üst sınırı 1 yıl iken cinsel taciz suçunun cezası 3 yıla kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle failin hukuki statüsünün belirlenmesi için öncelikle her iki suçun ayrımının yapılması gerekir. Buna göre TCK 105/1 maddesinde yapılan tanıma göre failin cinsel taciz amacı ile hareket ederek teşhircilik yapmış olması halinde fail hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesi ile cezalandırılmayıp, daha ağır cezai müeyyideleri olan TCK 105/2-e maddesinde yer alan cinsel taciz suçundan yargılanarak hüküm giyecektir.

Hayasızca Hareketler Suçu Unsurları

Aleniyet Unsuru

Hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesinde öne çıkan en önemli unsur suçun aleni bir şekilde işlenmiş olması gerektiğidir. Yukarıda yapmış olduğumuz tanımdan da anlaşılacağı üzere suçun aleni olarak işlenmesi; herkesin gözü önünde, gizlemeden ve açıktan açığa şeklindedir. Ancak TCK 225 maddesinde tanımı yapılan suçun oluşması için bu hayasızca hareketlerin kesin olarak birisi tarafından görülüp görülmediğinin önemi yoktur. Sadece suçun işlendiği ortam ve mekanın buna müsait olması dahi suçun unsurlarının oluşması için yeterlidir.

Teşhircilik ise kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organı veya madde metniyle korunması hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerini alenen göstermesidir. Suçun oluşması için cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilik yapmak yeterli değildir, bu hareketlerin alenen yapılması gerekir.

Aleniyet için aranan ölçüt ise gerçekleştiği koşullar itibariyle fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Aleniyet, kalabalık sayıda kimselerin eylemi öğrenmelerinin mümkün bulunması hali olarak da açıklanabilir, yapılan hareketin görülüp görülmemesi önemli olmayıp, bunun olanaklı bulunması aleniyetin gerçekleşmesi için yeterlidir. Somut olay kapsamında, soruşturma aşamasında anlatımları bulunan …. ve …’nin tanık sıfatıyla dinlenmesi ve tüm beyanların bir bütün halinde değerlendirilmesinden sonra sanıkların eylemlerinin cinsel ilişki veya teşhircilik boyutuna varıp varmadığına dair yöntemince değerlendirmede bulunulması ve sitenin havuz başında gerçekleştiği belirtilen eylemde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan, sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi,

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 24.04.2024 tarih, 2021/22654 esas ile 2024/5264 sayılı kararı

Teşhircilik ise kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organı veya madde metniyle korunması hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerini alenen göstermesidir. Suçun oluşması için cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilik yapmak yeterli değildir, bu hareketlerin alenen yapılması gerekir. Aleniyet için aranan ölçüt ise gerçekleştiği koşullar itibariyle fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Aleniyet, kalabalık sayıda kimselerin eylemi öğrenmelerinin mümkün bulunması hali olarak da açıklanabilir, yapılan hareketin görülüp görülmemesi önemli olmayıp, bunun olanaklı bulunması aleniyetin gerçekleşmesi için yeterlidir. x

Somut olay kapsamında, temyiz dışı sanık E.E. beyanında, olay yerinin kapalı bir yer olmadığını ve herkesin görebileceği açık bir alan olduğunu ifade etmiş ise de, 25.10.2015 tarihli yakalama tutanağında, gece 00:30 sıralarında, sanığın ve temyiz dışı sanık E.E.’nın apartman boşluğuna girip apartmanın arka tarafında bulundukları sırada yakalandıklarının belirtilmesi ve polis memurlarının herhangi bir ihbar olmadan takip sonucu olayı tespit etmiş olmaları karşısında, olay mahallinin başkalarınca görülebilir nitelikte olup olmadığı hususunda tutanak tanıkları olan polis memurları dinlenilerek, aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,

Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.12.2023 tarih, 2021/19070 esas ile 2023/25692 sayılı kararı

Kast Unsuru

Diğer bir önemli unsur ise kast unsurudur. Hayasızca hareketler suçu kasten işlenen suçlar arasındadır. Bu nedenle taksirli olarak işlenmesi olanak dışıdır. Örneğin faillerin ikametgahı olan evlerinde diğer bir ifade ile aleni bir ortam olarak kabul edilmesi mümkün olmayan bir ortamda gerçekleştirdikleri cinsel ilişkinin sadece açık kalan perdeden komşuları tarafından görünmüş olması aleniyet unsurunu taşımadığı gibi kast unsurunu da taşımamaktadır.

Sanıkların eyleminin, tanığın şüphe üzerine takip ederek, umumi tuvaletin kırık camından gözetlemesi sonucu ortaya çıkartılması karşısında, işlediklerini kabul ve ikrar ettikleri eylemlerinin, aleniyet unsuru taşımadığı gözetilerek sanıkların yüklenen suçtan beraetleri yerine yazılı şekilde ön ödeme sebebiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi …”

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 07.05.2001 tarih, 2000/6693 esas ile 2001/3098 sayılı kararı

Kusurluluk

Bazı durumlarda teşhircilik psikolojik bir rahatsızlığın göstergesi olabilmektedir. Psikolojide “parafili” olarak bilinen hastalığa bağlı olarak suçun işlenmesi halinde failin buna ilişkin tıbbı raporlarının alınmasından sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.

Özetle, sanık lehine ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğine, sanığın parafili(teşhircilik) hastalığından muzdarip olduğuna, cinsel taciz sayılan mastürbasyonu yaparken kimseye karşı şehevi kast düşünmediğine, suç işleme kastının mağdurlara yönelik olduğuna dair ortada kesin ve inandırıcı bir delil de bulunmadığına, sanığın evinin içerisinde olduğu sırada sokaktan gelen bir karşı cinsi gördüğünde cinsel dürtülerini kontrol edemeyip ona ve sokaktan geçenlere yönelik olmadan mastürbasyon yaptığına, bu sırada sesler çıkartması üzerine katılanların sanığın evine doğru baktıklarında mastürbasyon yapan sanığın hareketinin kendilerine yönelik olduğu yönünde hataya düştüklerine, suç işleme kastı olmadığından dolayı sanığın beraati gerektiğine,

Katılanların, evi içerisinde özel alanda kendisini cinsel yönden rahatlatan sanığın hareketlerinin kendilerine yönelik gerçekletiği yönünde hataya düştüklerine, bir an için sanığın katılanlara yönelik şehevi kasıtla hareket ettiği düşünülse bile tek bir eylemle birden fazla katılanın mağdur edilmiş olacağı ve bu takdirde sanık hakkında tek bir ceza verilip zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceğine, dosya kapsamından her bir katılana karşı özel kastının ve eyleminin olmadığının ortaya çıktığına, sanığın tek bir fiil gerçekleştirmiş olduğuna, tek bir fiille birden fazla kişi sanığın mastürbasyon yapmasını görmesinden ötürü her bir mağdur açısından ayrı ceza verildiğine, kararı temyiz etme iradelerine ilişkindir.

B. Katılan Mağdurlar Vekilinin Temyiz İstemi

Özetle, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuna, sanığa salt ceza verilmesi gerekirken sanık lehine seçenek yaptırımlara çevrilmesinin dayanaksız olduğuna, kararı katılanlar lehine temyiz ettiğine, kararın bozulması ve sanığın cezalandırılması talebine ilişkindir.

C. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi

Özetle, suç tarihi itibariyle mağdurların on sekiz yaşını doldurmamış olduğuna, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki düzenleme dikkate alınarak temel cezanın alt sınırının altı aydan az olmayacağına, sanık hakkında eksik ceza tayin edildiğine, usul ve esas yönünden kanuna aykırı kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

1. Sanık hakkında katılan mağdurlara cinsel organını göstererek cinsel tacizde bulunduğu iddialarıyla her bir mağdura yönelik ayrı ayrı cinsel taciz suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Mahkemece, katılan mağdurların olaya ve oluşa uygun samimi ve tutarlı beyanları, sanığın kısmi suç ikrarı içeren beyanları, sanıkta bulunan parafili hastalığının özelliği ve boyutu, sanığın tedavi olmak konusundaki uyumlu yaklaşımı, sanığın pişmanlık ve utanç duygusunu gösterir hal, hareket ve tavırları, olayın oluşu ve hayatın olağan akışı birlikte ve bir bütün halinde değerlendirilerek, sanığın olay tarihlerinde evinden doğru yoldan geçen mağdurlara gözükecek şekilde cinsel organını göstermesi şeklindeki olayda sanığın yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.

2. Sanığın katılan mağdurlar … ve … …’e karşı gerçekleştirdiği 28.05.2013 tarihli eylemini tek bir fiille birden fazla kişiye gerçekleştirdiği kabul edilerek bu mağdurlara yönelik eyleminde tek bir hükümle cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezasında artırım yapılarak, katılan mağdur …’ye karşı eylemini birden fazla kez farklı zamanlarda geçerleştirdiği kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezasında artırım yapılarak, katılan mağdur …’ya yönelik sabit olan eylemi nedeniyle de 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

1. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Cezai sorumlulukla ilgili olarak 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi kapsamında sanık hakkında Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 27.05.2021 tarihli raporu ile Mazhar … Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları EHA’dan alınan 16.03.2022 tarihli raporu arasında çelişki bulunması karşısında, çelişkinin giderilmesi için sanığın dava dosyasıyla birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevkiyle suç tarihinde üzerine atılı suçla ilgili 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci veya ikinci fıkraları kapsamında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair yeni rapor alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Bozma sebebine göre onama isteyen Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 08.06.2023 tarih, 2022/11704 esas ile 2023/4053 sayılı kararı

Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225 Maddesi Özel Görünüş Biçimleri

Hayasızca Hareketler Suçuna Teşebbüs

Uygulamada sık karşılaşılan bir durum olmasa hayasızca hareketler suçuna teşebbüs mümkün olabilmektedir. Örneğin failin müstehcen veya cinsel organını teşhir amacıyla göstermek için fiili hareketlerine başlamasına rağmen başkaca bir kişi tarafından bu eylemi “teşhir” gerçekleşmeden önlenmesi halinde fail hakkında teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Aynı durum yine alenen cinsel ilişki durumunda da söz konusu olabilmektedir. Faillerin bu amaç ile fiili hareketlere başlamış olmalarına rağmen ellerinde olmayan sebeplerle cinsel ilişki boyutuna varmadan önlenmesi halinde teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün hale gelebilmektedir.

Hayasızca Hareketler Suçuna İştirak

Hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesinde yer alan “alenen cinsel ilişki” şeklindeki seçimlik hareketlerde öncelikle faillerin hukuki statüsünün belirlenmesi için suçun unsurlarının tam olarak ortaya konulması gerekir. Ceza hukukunda hakim olan ortak görüşe göre herhangi bir durumda “cinsel ilişki”den bahsedebilmek için her iki tarafından rızasının bulunması gerekir. Aksi halde; Cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı suçlarından hüküm kurulması mümkündür.

Faillerin birisinin TCK 103 (Çocukların Cinsel İstismarı) ve TCK 104 (Reşit Olmayanla Cinsel İlişki) maddelerinde tanımlanan kişilerden olması halinde ise suça iştirak söz konusu olmayacaktır.

Hayasızca Hareketler TCK 225 Suçunda Yargılama

Genel ahlaka karşı suçlar arasında yer alması nedeniyle hayasızca hareketler suçu takibi şikayete tabi suçlardan değildir. Suçun öğrenilmesi ile re’sen soruşturma yapılır. Yapılan soruşturma sonunda yukarıda sıralamış olduğumuz hayasızca hareketler suçunun unsurlarının oluşması halinde failler hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılır.

Ceza üst sınırları itibariyle hayasızca hareketler suçunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerine aittir.

Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225 Maddesi Yargıtay Kararları

Olayın, şehir dışındaki orman parkının ilerisindeki çamlıkta gece saat 22-23 sırasında meydana geldiği dosya içeriğinden anlaşılmasına göre, olay yerinde keşif yapılarak aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği, başkaları tarafından görülüp görülmediklerinin saptanmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması …”

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 26.04.2002 tarih, 2001/5073 esas ve 2002/2893 sayılı kararı

Sanıkların yol kenarında tanıklarla fuhuş için pazarlık yaptıktan sonra, sanık …’un tarla içerisinde inşaat halindeki fabrika binasında tanıklar … ve … ile cinsel ilişkiye girdiğinin anlaşılması karşısında, sanık …’ın ne suretle atılı suçu işlediği ve hayasızca hareketler suçunun aleniyet unsurunun somut olayda sanıklar açısından ne şekilde oluştuğu açıklanıp tartışılmadan hüküm kurulması …”

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 06.02.2017 tarih, 2015/23473 esas ile 2017/1118 sayılı kararı

 “Sanıklardan Zakire …ın fuhuş yaptığından şüphe eden ahlak bürosu görevlilerinin takibi sonucu, diğer sanıkla ağaçlık alan içinde cinsel ilişki halinde yakalanmalarına göre, keşif yapılarak olay yerinde aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmadan eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması …”

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 17.05.2001 tarihli 2000/6720 esas ve 2001/3398 sayılı kararı

Hayasızca Hareketler Suçu TCK 225 Maddesi Para Cezasına Çevrilir Mi?

TCK 225 maddesindeki ceza üst sınarları itibariyle hayasızca hareketler suçunun para cezasını çevrilmesi mümkündür. Ayrıca TCK 50 ve alt bentlerinde yer alan diğer seçenek yaptırımlarının unsurlarının oluşması halinde fail ve failler hakkında erteleme kararı da verilebilmektedir.

Arabada Cinsel İlişki Suç Mu?

Niteliği itibariyle araçlar içerisinde gerçekleşen teşhircilik veya cinsel ilişki aleniyet unsuru taşır. Bu nedenle arabada cinsel ilişkiye girmenin suç olduğunu söylememiz yanlış olamayacaktır.

Açık Giyinmek Teşhircilik Mi?

Hayasızca hareketler suçunun düzenlenmiş olduğu TCK 225 maddesinde “teşhircilik” ayrıca suç olarak tanımlanmış bir fiildir. Ancak açık giyinmenin teşhircilik olduğu veya suç olduğu yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Kasıtlı olarak kişinin mahrem yerlerini alenen teşhir etmediği sürece açık giyinmek herhangi bir şekilde suç değildir.

Açık Alanda Öpüşmek Suç Mudur?

Her ne kadar toplum tarafından hoş karşılanmasa da açık alanda öpüşmenin suç olduğu yönünde bir düzenleme yoktur. TCK 225 maddesinde belirtilen hayasızca hareketler suçu oluşması için aranan temel şart cinsel birlikteliğin gerçekleşmiş olmasıdır.

Alenen Cinsel İlişki Nedir?

Alenen cinsel ilişki kişilerin mahrem olarak nitelendirilen cinsel hayatlarının aleni bir şekilde gerçekleşmesidir. Ceza kanunumuza göre hayasızca hareketler suçu olarak kabul edilmektedir.

Arabada Uygunsuz Yakalanmanın Cezası

Arabada uygunsuz yakalanmak genellikle hayasızca hareketler suçuna konu olan fiili davranışlardır. Ancak öncelikle yukarıda detaylandırdığımız şekilde suçun diğer cinsel dokunulmazlığa karşı suçları oluşturmaması gerekir. Faillerin eylemlerinin TCK 225 maddesine uyması halinde (arabada cinsel ilişki) failler 6 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılır.

Hayasızca Hareketler Para Cezası Ne Kadar?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi hayasızca hareketler suçu TCK 225 maddesi uyarınca kurulacak olan hükmün para cezasına çevrilmesi mümkündür. Öncelikle mahkemenin TCK 225 maddesi gereğince kuracağı 6 ay ile 1 yıl arasındaki hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarı bilinmesi gerekir. Hayasızca hareketler suçunda maktu bir para cezası yoktur. Bu nedenle hürriyeti bağlayıcı cezanın belirlenmesinden sonra hayasızca hareketler suçu para cezasının belirlenmesi mümkündür.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir