Bilinçli Taksir Nedir
|

Örneklerle Bilinçli Taksir Nedir?

Türk hukuk sistemimizde kusurluluk halleri arasında bilinçli taksir TCK 22 maddesinde düzenlenmiştir. Taksir, bilinçli taksir, kast veya olası kast sanık hakkında hükmolunacak ceza miktarına etki eden unsurlardır. Özellikle bilinçli taksir halinde kusur durumuna göre sanık hakkında ceza verme yoluna gidilmeyeceği gibi bilinçli taksir söz konusu olması halinde verilecek olan cezanın artması sonucu doğabilir. Peki sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi önemli olan bilinçli taksir nedir, bilinçli taksir cezası ne kadar bu ve benzeri sorulara yazımızın ilerleyen bölümlerinde bilinçli taksir örnekleri ve bilinçli taksir Yargıtay kararları ışığında cevap bulabilirsiniz.

Bilinçli Taksir Nedir?

Bilinçli taksir nedir konusunda yapacağımız açıklamaların tam olarak anlaşılabilmesi için TCK 22 maddesinde yer alan taksir ve TCK 21 maddesinde yer alan kast ile olası kast kavramları üzerinde durmak gerekir.

Taksir TCK md 22/2; Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

Bilinçli Taksir TCK md 22/3; Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın neticenin meydana gelmesi hallerinde ise bilinçli taksir söz konusudur.

Basit Taksir Nedir?

Basit taksir, TCK 22/2 maddesinde yapılan tanıma uyan fiili hareketlerdir. Genellikle kişinin dikkat ve özün yükümlülüğüne aykırı davranması dolayısıyla meydana gerçekleşir. Basit taksir durumunda failin neticeyi öngörmesi mümkün değildir. Bilinçli taksir ise; failin neticeyi öngörmüş olmasına rağmen buna aykırı hareket etmesidir. Yazımızın sonunda paylaşacağımız bilinçli taksir Yargıtay kararlarından durum daha anlaşılabilir olacaktır. Ancak bilinçli taksiri örnek yolu ile açıklamak gerekirse;

Trafikte kırmızı ışık ihlali nedeniyle kazanın meydana gelmesi olası bir durumdur. Fail bu kazanın meydana gelme ihtimalini göze alarak kırmızı ışık ihlali yapmaktadır. Bu gibi durumlarda bilinçli taksir söz konusu olur. Ve Bu ihlal ile nedensellik bağı olan trafik kazaları sonucu ölüm veya yaralanma meydana gelmesi halinde fail TCK 85 ve TCK 89 maddelerinde belirtilen cezalar ile cezalandırılıp, TCK 22/3 maddesi uyarınca hakkında verilecek olan cezada artırım yapılacaktır.

Olası Kast ve Bilinçli Taksir Ayrımı

Ceza hukukumuzda yer alan diğer kusurluluk durumları arasında sayılan kast / olası kast ile bilinçli taksir kavramları sıklıkla birbirine karıştırılan kavramlardır. Bu nedenle olası kast ve bilinçli taksir ayrımının yapılması bilinçli taksir nedir sorusuna vereceğimiz cevapları daha anlaşılabilir kılacaktır.

Kast TCK md 21/1; Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesidir.

Olası Kast TCK md 21/2; Kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast söz konusudur.

Olası Kast İle Öldürme Yargıtay Kararı

“Sanığın olay tarihinde… Komutanlığı emrinde hava piyade onbaşı olarak askerlik hizmetini yaptığı, saat 19.00 ile 21.00 sıraları arasında nöbetinin olduğu, nöbet bitiminde nöbetçi onbaşı tarafından değişik yerlerde nöbeti biten askerlerin toplanarak doldur boşalt istasyonuna götürüldükleri, olay esnasında maktulün önde sanığın ise arkada yürüdüğü, sanığın nöbet hizmeti nedeniyle kendisine verilmiş bulunan G-3 piyade tüfeğinin kurma kolunu ses çıkaracak biçimde yarıya kadar çekip bıraktığı, silahın boş olduğunu ve emniyetinin kapalı olduğunu düşünerek, neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle neticeyi kabullenerek şakalaşmak amacı ile silahın tetiğini çektiği, ateş alan silahtan çıkan merminin maktule isabet ettiği ve maktulün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı omur kırığı ile birlikte iç organ ve büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama sonucu öldüğü anlaşılan olayda;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından olası kastla gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, bozma ilamına uyularak eyleme uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, sanık lehine olası kast ve takdiri indirim hükümlerinin uygulandığı, başkaca uygulanabilecek lehe hükmün bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/07/2024 tarih, 2023/989 esas ile 2024/5025 sayılı kararı

Bilinçli Taksir Nedir Yargıtay Kararları

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, sanık hakkında olası kastla öldürme suçundan kurulan hükümde eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85/1 ve 22/3. maddeleri kapsamında yer alan bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğundan bahisle

Dairemiz onama ilâmının kaldırılmasına ve sanık müdafiinin temyiz istemi kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

GEREKÇE

Tüm dosya kapsamına ve özellikle de, alınan bilirkişi raporlarına göre işveren vekili sıfatıyla hareket eden sanığın teknik uzmanlığı dışındaki konuda muhtemel tehlikelere karşı uyarılmış olmasına rağmen çalışanların hayatını riske atacak kararlar vererek, doğru iş organizasyonunu sağlamayarak teknik uzmanların görevlerini yapmasına engel olmak suretiyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, resmi makamlarca yapılan uyarılara, maden faaliyetinin defalarca durdurulmasına, işletmedeki faaliyetlerin risk oluşturması nedeniyle yapılan toplantılara, basamaklardan kapan büyük toprak ve taş kütlelerinin sebep olduğu heyelan nedeniyle havuzdaki su seviyesinin ani ve aşırı yükseldiği yönünde yapılan ve olay günü de sürdürülen uyarılara rağmen ekskavatör şoförü olan maktulün gölette bulunan su motorlarını çıkarmak amacıyla alana inmesine müsaade etmek ve açık beyanıyla tüm sorumluluğu üzerine aldığını belirtmek suretiyle gerçekleşmesi olası olan neticeyi kabullenerek olası kastla hareket ettiğinin belirlenmesinde ve eyleminin vasıflandırılmasında isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.07.2024 tarih, 2024/2898 esas ile 2024/4920 sayılı kararı

Bilinçli Taksir Cezası

Bilinçli taksir nedir konusunda yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ceza kanunumuzda “bilinçli taksir suçu” olarak ayrı bir suç tanımlaması yapılmamıştır. Olası kast ve bilinçli taksir daha çok suçun daha ağır cezayı gerektiren hali durumdadır. Ceza kanunumuzda yer alan “taksirle ölüme neden olma” ve “taksirle yaralama” suçlarında sık sık karşılaşılan bir durumdur. Bilinçli taksir cezası TCK 20/3 maddesinde yer alan hükümlere göre 1/3 ile 1/2  oranında cezanın arttırılmasına imkan veren bir düzenlemedir.

Bilinçli Taksirle Ölüme Neden Olma Cezası Nedir?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bilinçli taksir genellikle taksirle yaralama ve taksirle ölüme sebebiyet verme durumunda uygulanır. Taksirle ölüme neden olma cezası ise TCK 85 maddesine göre belirlenir. TCK 85 maddesinde yer alan hükümlere göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun cezası 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezasıdır. Bunun dışında TCK 85/2 maddesine göre meydana gelen fiilden dolayı birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla yaralanmaların yaşanması halinde fail hakkında verilecek olan ceza 2 ile 15 yıl arasında hapis cezasıdır.

Bilinçli taksirle ölüme neden olma cezası ise yukarıda belirtmiş olduğumuz cezaların TCK 22/3 maddesinde belirtilen oranlarda arttırılması ile bulunur. Örneğin bilinçli taksirle ölüme neden suçundan 3 yıl hapis cezasına mahkum edilecek sanık hakkında ayrıca TCK 22/3 maddesi gereğince 1/3 artırım uygulandığında sanık hakkında 4 yıl hapis cezası verilecektir. Bu cezaların belirlenmesinde fiilin ağırlık dereceleri dikkate alınır.

Bilinçli Taksir Şikayete Tabi Mi?

Sanık hakkında üzerine atılı suçlamadan dolayı bilinçli taksir uygulanması ile suçun şikayete tabi suçlardan olup olmaması konusunda ayrıca bir özellik yoktur. Sadece taksirle yaralama suçlarında TCK 89/1 maddesi (basit taksirle yaralama) hariç olması durumunda bilinçli taksir söz konusu olması halinde mağdurun şikayeti aranır. Ancak taksirle yaralama sonucu TCK 89/2, TCK 89/3 ve TCK 89/4 maddelerinde belirtilen neticelerin gerçekleşmesi bilinçli taksir unsurlarının oluşması halinde mağdurun şikayeti aranmaksızın re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılır.

Bilinçli taksirin sık uygulandığı bir başka yaptırım ise bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçudur. Bu bir trafik kazası olabileceği gibi, bir iş kazası da olabilir. Taksirle ölüme sebebiyet verme suçu şikayete tabi olmadığı gibi bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçu da şikayete tabi değildir.

Bilinçli Taksir Trafik Kazası

Bilinçli taksirin uygulama alanları genellikle trafik kazalarıdır. Meydana gelen trafik kazalarından dolayı mağdurun yaralanması halinde; Bilinçli taksirle yaralama, ölümün gerçekleşmesi halinde ise bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçlarından fail yargılanır.

Trafik kazalarının birçoğu tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu meydana gelmektedir. Ancak kural ihlallerine bağlı meydana gelen trafik kazaları da oldukça fazladır. İşte suçun failinin uyması gereken bu kurallara uymamasına bağlı olarak gerçekleşen trafik kazaları sonucu meydana gelen neticenin ağırlığına göre TCK 85 veya TCK 89 maddeleri gereğince yargılanırken hakkında verilecek hükümlerde TCK 22/3 maddesi gereğince artırım yoluna gidilebilecektir. Bu trafik ışık ihlali, belirlenen hız sınırlarına uymama veya alkollü araç kullanmaya bağlı olarak gerçekleşecek trafik kazaları olabilecektir. Bu gibi durumlarda fail hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması mümkün olabilecektir.

Bilinçli Taksir Trafik Kazası Cezası

Bilinçli taksir trafik kazası cezası meydana gelen neticenin ağırlığına göre değişir. Kazadan dolayı ölüm olayı meydana gelmiş ise; TCK 85 maddesi uyarınca verilecek olan ceza 1/3 ile 1/2  oranında arttırılır.

Yine bilinçli taksir trafik cezası olarak bilinen başka bir durum ise mağdurun yaralanması ile sonuçlanan trafik kazalarıdır. Yine bu durum da fail hakkında TCK 89 maddesi uyarınca verilecek olan cezalar 1/3 ile 1/2 oranında arttırılarak hüküm kurulur. Yukarıda bilinçli taksir nedir başlığımızda da detaylandırdığımız üzere bilinçli taksir bir suç değil sadece cezada artırıma sebebiyet veren bir düzenlemedir.  

Bilinçli Taksirde Alkol Oranı

Bilinçli taksir alkol oranı genellikle trafik kazalarında söz konusu olan bir durumdur. Karayolları Trafik Kanununda yer alan hükümlere göre, 1,00 promil üzerindeki alkol tespiti yapılanlar hakkında ayrıca trafik idari para cezası düzenlendiği gibi ilgili kişi ayrıca TCK 179 maddesinde yer alan “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak” suçundan dolayı da yargılanacaktır.

Görüldüğü gibi kişinin trafikte 1,00 promil üzerinde alkollü araç kullanmasına bağlı olarak meydana gelen trafik kazalarında neticenin ağırlığına göre bilinçli taksirle yaralama veya bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçlarından yargılanacaktır. Bu durumda bilinçli taksirde alkol oranının 1,00 promil olduğunu söyleyebiliriz.

Olası Kast ve Bilinçli Taksir Farkı

Olası kast ve bilinçli taksir uygulanmasında sık sık hataya düşüldüğü görülür. Fail hakkında olası kast veya taksir hükümlerinin uygulanması hakkındaki ceza miktarına oldukça etki eden bir unsurdur. Bu nedenle olası kast ve bilinçli taksir farkı önemli bir kavramdır.

Olası kast ve bilinçli taksirin en önemli ortak noktası failin gerçekleşmesi muhtemel neticeyi öngörmesidir. Bilinçli taksir durumunda bu neticeyi kabul etmemesine rağmen diğer bir ifadeyle istememesine rağmen olası kast durumunda yine fail bu neticeyi öngörmüş hatta neticeyi kabullenerek fiili hareketlerine devam etmesi halinde söz konusu olur.

Bilinçli Taksir Nedir
Bilinçli Taksir Nedir

Bilinçli Taksir Nedir Örnek Yargıtay Kararları

“Sanık ile mağdurların arkadaş olmaları, aralarında herhangi bir husumet bulunmaması, olay anında aralarında herhangi bir tartışma yaşanmaması, hem sanığın hem mağdurların hem de tanık …’nın olayın kazaen gerçekleştiğini belirtmeleri, olay anına ilişkin bilgi ve görgüsü olan başka kimsenin bulunmaması, bozma ilâmına uyularak aldırılan adli rapor içeriğine göre mağdur …’ın yaralanmalarının sırt sağ kürek kemiği üzerinde ve altında olması, yine mağdur …’un ise sağ dizinden yaralanması karşısında mağdurların yara yerleri ile araç içerisinde oturdukları yere dair beyanlarının uyumlu olduğu, sanığın aşamalarda mermiyi namluya süreceği esnada silahın ateş aldığını savunması ve mağdur …’ın kısa aralıklarla silahın iki kez patladığını duyduğunu belirtmesi ve bu hususların suçta kullanılan tabancanın horozunda arıza olduğunu tespit eden uzmanlık raporu içeriği ile doğrulanması ve mağdurların yaralanmaları akabinde sanık ile tanık …’nın mağdurları hastaneye birlikte götürmeleri karşısında;

sanığın mağdurları öldürme ya da yaralama kastı ile hareket ettiğinden bahsedilemeyeceği, alkollü olan sanığın araç içerisinde dar bir ortamda silahın mekanizmasını çekip bırakmanın, namluya mermi sürmenin araç içerisindeki herhangi bir kişinin yaralanmasına ya da ölümüne neden olabileceğini öngörmesi gerektiği, ancak sanığın bu sonucu öngörmesine rağmen arkadaşları olan mağdurlara karşı kayıtsız kalarak eylemi gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, dolayısıyla olası kast hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığı, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin sanık tarafından istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği de gözetildiğinde suç vasfının 5237 sayılı Kanun’un 89/4 ve 22/3. maddelerinde düzenlenen bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu olarak belirlenmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mağdur …’a karşı kasten öldürmeye teşebbüs, mağdur …’a karşı ise kasten yaralama suçlarından hükümler kurulması…”

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27.06.2024 tarih, 2024/562 esas ve 2024/4738 sayılı kararı

Sahte İçki Bilinçli Taksir Örnekleri

“Sanığın işlettiği büfenin devamlı müşterisi olan maktule küçük bir pet şişede rakı doldurup 25 TL karşılığında sattığı, ertesi gün maktulün yeniden gelerek rakı istediği ancak sanığın vermediği, ısrar etmesi üzerine dosyada tanık olarak beyanı alınan tanık Ahmet Gökhan’ın anlatımlarıyla sabit olduğu üzere sanığın maktule açık rakı verdiği, bu rakıyı içen maktulün aynı gün gece saat 04:00 sıralarında fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı ve otopsi raporunda belirtildiği üzere alkol zehirlenmesi neticesinde hayatını kaybettiği, Adana Adli Tıp Kurumu Başkanlığının Morg İhtisas Dairesinin 30.11.2016 tarihli raporuna göre de maktulün ölümünün metil alkol zehirlenmesi sonucu meydana geldiği ve maktulün sanık tarafından verilen açık rakıyı tüketmesiyle meydana gelen ölüm neticesi arasında uygun illiyet bağının kurulduğu olayda;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından muhtemel neticeleri öngörülerek ancak gerçekleşmesi istenmeksizin bilinçli taksirle işlendiğinin saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, olası kast koşullarının oluşmadığı, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04.06.2024 tarih, 2024/2013 esas ile 2024/4151 sayılı kararı

Tüfek İle Adam Öldürme Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

            “Sanık … ile maktul …’ın arkadaş oldukları, olay tarihinde sanık ile maktulün öncesinde alkol alarak arkadaşları …’un babasının iş yerine gittikleri, bir süre sohbet ettikten sonra …’un çay demlemek amacıyla aşağı kata indiği, bu sırada sanık … ve maktul …’ın iş yerinde bulunan tüfeği aldıkları, sanık …’nın elinde bulunan tüfeğin namlusu maktule baktığı sırada tüfeğin patladığı, maktulün sol gözünden bitişik-bitişiğe yakın mesafeden vurulması sonucu hayatını kaybettiği olayda,

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sanığın maktulü bilerek ve isteyerek vurduğu yönünde bir delil bulunmadığı, ancak meydana gelen ve istenilmeyen neticenin alkollü olan ve kapalı mekanda ateşli silahla oynayan sanık tarafından öngörülebilir nitelikte olması nedeniyle suç vasfının bilinçli taksirle öldürme olarak kabulünde ve yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre belirlenen yaptırımda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 4/06/2024 tarih 2023/8554 esas ve 2024/4141 sayılı kararı

Araç Kullanırken Cep Telefonu İle Konuşmak Bilinçli Taksiri Oluşturur

“Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki minibüs ile meskun mahal dışında, bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama, aydınlatmanın bulunduğu otoyol üzerinde gece vakti seyri esnasında ön istikametinde meydana gelmiş başkaca kaza nedeni yolun sağ şeridi üzerinde durur vaziyette bulunan, hakkında verilen beraat hükmü kesinleşen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki tırın dorse kısmına arkadan çarpması sonucu sanığın asli ve tam kusuru ile aracında yolcu olarak bulunan katılan …’ın hayati tehlikeye neden olur, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kırığın hayati fonksiyonlara etkisi orta (2) derece olacak ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde, bir diğer yolcu katılan …’ın hayati tehlikeye neden olmaz, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kırığın hayati fonksiyonlara etkisi ağır(5)) derece olacak nitelikte yaralanmalarına sebebiyet verdiği olayda,

İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; 2 kişinin nitelikli şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının meydana gelmesinde, dosya içeriğinde mevcut bulunan 07/09/2021 ve 23/12/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporları doğrultusunda tam ve asli kusurlu kabul edilen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 89/4 maddesindeki taksirle yaralama suçundan, mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından katılan … vekilinin ve sanık müdafinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yapılan yargılama sonucunda, sanığın kaza mahalline kadar sürekli olarak cep telefonu ile konuşurken yola dikkatini vermeyerek kaza yapmış olması nedeniyle somut olayda bilinçli taksir unsurlarının bulunduğu anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 89/4 maddesindeki taksirle yaralama suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 10.07.2024 tarih 2023/3604 esas ile 2024/3813 sayılı kararı

İş Kazalarında Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

“Artvin ili, Yusufeli ilçesi, … Köyü … mevkiinde ruhsat sahibi … Madencilik İnşaat ve Sanayi Limited Şirketinin rödevans sözleşmesiyle işletmeciliğini verdiği … Market Limited Şirketinin, sözleşmeye aykırı olduğu halde sanık …’nın sahibi olduğu … Kömür ve Maden İşletmesi ile taşeron olarak anlaştığı kömür ocağında, 16.00- 24.00 vardiyasında saat 16.30 sıralarında, kaçamak yolu denilen ve oda topuk yöntemi ile üretim yapan 4-5 metre genişliğindeki odanın ayak kısmında yaklaşık 5 metre uzunluğunda boylamasına uzanan kaya kütlesinin kırık nedeniyle kaçamak yolu tahkimatının yan kısımlarına gelen tahkimatsız boş alandan düşmesi sonucu el arabasına kömür dolduran maden işçisi …’ın göçük altında kalarak öldüğü olayda,

MİGEM tarafından iş güvenliği önlemlerinin alınması için üretim faaliyetlerinin durdurulduğu ancak hazırlık çalışmaları sırasında havalandırma bacası ve kaçamak yolu yapılırken aynı zamanda yetersiz tahkimatla üretime devam edilmesi sonucu işçinin ölümüyle neticelenen olayda, sanığın eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve TCK’nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 10.07.2024 tarih, 2020/5034 esas ile 2024/3824 sayılı kararı

Olası Kast İle Ölüme Sebebiyet Verme Yargıtay Kararları

“Sanık …’ın amcası olan maktulün, olay günü kendisine ait evin satışı ile ilgili görüşmek amacıyla tanık … ile kendi ikametinde bir araya geldiği, bu görüşmeye temyiz dışı katılan …’ın da davet edildiği, daveti kabul eden …’ın görüşmeye gelirken yanında akrabası temyiz dışı katılan sanık …’ı da getirdiği, bu şekilde maktulün müstakil bahçeli evinde bir araya geldikleri, yenilen yemeğin ardından, maktul, … ve bazı tanıkların birlikte gece saat 01.40’a kadar evin bahçesinde kumar oynadıkları, oyun sırasında aralarında tartışma çıktığı, çıkan tartışma sonrası …’ın, … ile maktulün yanına geldiği, maktulün de bu sırada nizamiyede bulunan yeğeni …’ı çağırdığı, …’ın yanına vahim nitelikli otomatik tabancasıyla olay yerine yaklaşmaya başladığı, tartışmanın sertleşmesi üzerine maktulün kendilerine yaklaşmakta olan yeğeni …’a “sık bunlara” şeklinde talimat vermesi üzerine, sanık …’ın herhangi bir sorgulama yapmadan otomatik tabancasıyla, seri bir şekilde ateş etmeye başladığı, hareket halindeyken kontrolsüz bir şekilde gerçekleştirdiği eylemine devam eden sanığın yaptığı atışlar sonucu, maktulün de sırt bölgesine iki isabet aldığı, ayrıca … ve …’ın da aldığı isabetler sonucu yaralandıkları, bu anda maktulün talimatı sonucu sanığın silahlı saldırısı üzerine, …’ın da kendisini yere atarak tabancasıyla ateş etmeye başladığı, …’ın yapmış olduğu atışlar sonucunda maktulün karın ve kasık; sanık …’ın ise sol ayak ve diz bölgelerinden isabet aldıkları, sonuç olarak maktulün sanık … ve temyiz dışı sanık …’ın açmış olduğu ateş sonucunda, toplamda sol sırt, sol arka omuz, karın ve kasık bölgelerine almış olduğu isabetlerle hayatını kaybettiği anlaşılan olayda;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından olası kastla gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan raporların yeterli olduğu, sanığın suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen olursa olsun mantığı ile hareket ederek olası kast ile eylemini gerçekleştirdiği, bilinçli taksirle öldürme suçunun unsurlarının oluşmadığı, bu itibarla sanığın eylemine uyan suç vasfının olası kastla öldürme suçu olarak doğru biçimde belirlendiği, maktulün sol sırt ve sol arka omuz kısmına isabet eden atışların sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, maktulün sırtında, sol skapula alt dış yanda tespit edilen ateşli silah mermi çekirdeği yarasının tek başına öldürücü nitelikte olduğunun tespit edilmesi karşısında, sanığın atışı ile maktulün ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği ve maktulden sanığa yönelen haksız bir saldırı, haksız söz veya davranış bulunmaması karşısında meşru savunma ya da haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.05.2024 tarihli 2023/7748 esas ile 2024/3832 sayılı kararı

Alkollü Araç Kullanma Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

Yerel Mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlar birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; olay günü saat 21:25 sularında, sanık sürücü idaresindeki otomobille, iki şeritli ve iki yönlü, asfalt kaplama, düz, kuru ve eğimsiz, aydınlatmasız yolda, 1.12 promil alkollü vaziyette seyir halindeyken, kendisi ile aynı istikamette seyir halinde olan ölen …’un idaresindeki, gerekli donanımları bulunmayan motosiklete arkadan çarptığı kazada …’nın öldüğü, olayla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince tanzim olunan 07.09.2015 tarihli rapora göre; sanığın, sürücü …’nın ölümüne eşit kusurlu olarak sebebiyet verdiği anlaşılarak, bilinçli taksirle kazaya sebep olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 85/1. maddesindeki taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11.07.2024 2021/4858 esas ile 2024/3867 sayılı kararı

Olası Kast İle Ölüme Sebebiyet Verme Yargıtay Kararları

“Sanığın çocukluk arkadaşı olan maktulü ev taşıma işlerine yardımcı olması amacıyla ikametine çağırdığı, maktulün de kendi isteği ile sanığa ait ikamete geldiği, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet bulunmadığının tanıkların beyanları ile sabit olduğu, sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına göre, eşyaların arasında tozlanmış halde gördüğü tabancayı eline alıp çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için üst kısmını çektiği ardından tişörtüyle silerek temizlediği esnada silahın birden ateş aldığını belirttiği, maktul tabanca ile vurulduktan sonra sanığın koluna girerek maktulü asfalta kadar götürüp çevredekilerden yardım isteğinde bulunduğu, havlu yardımı ile maktulün yarasına tampon yaptığı, bir yandan da ”..kardeşim gitme, bir şey yok, korkma, sana bir şey olmayacak..” şeklinde söylemlerde bulunduğunun tanık Turan Gö..’in beyanı ile doğrulandığı, sanığın maktulü doğrudan hedef almadığı, ancak silah elinde iken maktulün odaya girdiğini gördüğü, Kriminal Polis Laboratuvarlarının yerleşmiş uygulamalarına göre, de; silahın horozu kurulu iken tetiğe 0,91 kg basınç kuvveti, horozu kurulu değilken 3.374 kg basınç kuvveti uygulanması gerektiği, sanığın eylemleri ile maktulün bulunduğu konum, aradaki mesafe ve mermi giriş açısı nazara alındığında, tabancanın ateş alıp maktulün vurulabileceğini öngörmesine rağmen sonucu kabullenerek eylemini gerçekleştirdiği ve suçta kullandığı tabancayı bilinmeyen bir yere atmak suretiyle suçu gizlemeye yönelik davranışlarda bulunduğu anlaşılmakla, sanık hakkında olası kastla öldürme suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerektiğine ilişkin Dairemizin 21.11.2023 tarihli kararında isabetsizlik görülmemiş,

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 03/06/2024 tarih, 2024/367 esas ile 2024/4083 sayılı kararı

Tüfek İle Adam Öldürme Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

“Sanık … ile maktul …’ın arkadaş oldukları, olay tarihinde sanık ile maktulün öncesinde alkol alarak arkadaşları …’un babasının iş yerine gittikleri, bir süre sohbet ettikten sonra …’un çay demlemek amacıyla aşağı kata indiği, bu sırada sanık … ve maktul …’ın iş yerinde bulunan tüfeği aldıkları, sanık …’nın elinde bulunan tüfeğin namlusu maktule baktığı sırada tüfeğin patladığı, maktulün sol gözünden bitişik-bitişiğe yakın mesafeden vurulması sonucu hayatını kaybettiği olayda,

Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sanığın maktulü bilerek ve isteyerek vurduğu yönünde bir delil bulunmadığı, ancak meydana gelen ve istenilmeyen neticenin alkollü olan ve kapalı mekanda ateşli silahla oynayan sanık tarafından öngörülebilir nitelikte olması nedeniyle suç vasfının bilinçli taksirle öldürme olarak kabulünde ve yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre belirlenen yaptırımda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04.06.2024 tarih, 2023/8554 esas ile 2024/4141 sayılı kararı

Düğünde Havaya Ateş Etmek Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

“Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, suçun bilinçli taksirle işlenmesine rağmen hatalı olarak olası kasttan hüküm kurulduğuna, sanığın eyleminin taksirle işlenen bir suç olduğundan Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisiz olduğuna, ilişkindir.

III. GEREKÇE

01.09.2018 günü saat 15:30 sıralarında Koçero isimli şahsın düğün merasiminde düğüne katılan sanık … isimli şahsın havaya ateş açması neticesinde maktul …’un yaralandığı, şahsın hemen hastaneye kaldırıldığı, hastane yoğun bakımında iken 03.09.2018 günü saat 00:40 sıralarında hayatını kaybettiği, anlaşılmıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosyada mevcut delillerin isabetli şekilde değerlendirildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya kapsamında eksik incelemenin söz konusu olmadığı, suç vasfının nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, taksir koşullarının bulunmadığı, anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27.06.2024 tarih, 2022/15480 esas ile 2024/4786 sayılı kararı

Tüfek İle Ölüme Sebebiyet Verme Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları

“Olay günü …ve …in maktul … ve katılan …’ın babaları olan katılan …’in işletmiş olduğu oto yıkamacıya geldikleri, …plakalı aracı temizlemesi için yıkamacıya bıraktıkları, ayrıca araçta av tüfekleri olduğunun söylenmesi üzerine, aracın bagajında bulunan iki adet av tüfeğinin maktulün kardeşi … tarafından işyerinin yazıhanesinin duvar dibine bırakıldığı, daha sonra maktulün arkadaşı suça sürüklenen çocuğun olay yerine geldiğinde, önce uzun süreden beri arkadaşı olan…ile bir süre sohbet ettiği, daha sonra suça sürüklenen çocuğun dükkan içerisinde yazıhane olarak kullanılan yere geçtiği, burada katılan …’ın suça sürüklenen çocuğa tüfekleri göstererek dokunmamasını istediği, buna rağmen suça sürüklenen çocuğun …adına kayıtlı olan av tüfeğini alıp kurcalamaya başladığı, …’ın suça sürüklenen çocuğu uyardığı ancak suça sürüklenen çocuğun …’ı dinlemediği ve tüfeği kurcalamaya devam ettiği, bunun üzerine …’ın…ve …’e durumu haber verdiği, bir süre sonra maktul …’in suça sürüklenen çocuğun bulunduğu dükkan içindeki baraka tipi yere geldiği, suça sürüklenen çocuğa 2-3 metre mesafede durup suça sürüklenen çocuğu uyardığı sırada suça sürüklenen çocuğun tüfeğin ateş alabileceğini ve ölüm neticesinin gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, öngördüğü neticenin gerçekleşmemesi için çaba sarf etmediği ve dolayısıyla kabullenip kayıtsız kalarak tüfeği Aziz’e doğru doğrultup bir el ateş ettiği, bu şekilde silahtan çıkan saçmalardan dolayı maktul …’in hayatını kaybettiği, katılan …’ın ise yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı, bu şekilde maktul …’e yönelik olası kastla öldürme, katılan …’a yönelik ise olası kastla yaralama suçunu işlediği anlaşılmıştır.

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, suç vasfının tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, eyleme uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, anlaşıldığından katılanlar vekili ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 03.07.2024 tarih ve 2023/544 esas, 2024/4953 sayılı kararı

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir