Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK 134)

İnsan toplumsal bir varlık olmasına karşın bu toplumdan bağımsız, kendisi, ailesi veya yakın çevresini ilgilendiren ayrı bir yaşam alanı da vardır. İşte özel hayatın gizliliği ihlali suçu ve cezası ile bu özel ve ayrım yaşam alanı TCK 134 maddesi ile güvence altına alınmaya çalışılmıştır.

Bir çeşit kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal tazminat davalarına da konu olabilmektedir. Ayrıca failin suçun işlenmesinden sonrası seçimlik hareketleri de ayrı suç oluşturabilmektedir, bu nedenle özel hayatın gizliliğini ihlal ve şantaj suçunun sıklıkla birlikte işlendiğine rastlamaktayız. TCK 134. Maddede yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal şikayete tabi mi, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu cezası ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu unsurları hakkında detaylı bir şekilde bilgi vermeden önce ceza hukuku açısından özel hayatın gizliliği ihlal nedir sorusuna cevap verelim. Yazımızın sonunda da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Yargıtay kararları yer almaktadır. Bu kararlar ile yargı birimlerinin suçun unsurlarına ilişkin daha detaylı bilgi edinmeniz mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Nedir?

En anlaşılabilir şekilde özel hayat, kişinin herhangi bir kişi ile paylaşmadığı veya belirli kişiler ile paylaşmayı uygun gördüğü yaşamıdır. Bu yaşam alanına bir müdahale ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçu olarak değerlendirilmektedir. Kişinin bu özel hayatı ayrıca Anayasamız ile de güvence altına alınmıştır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Anayasa Hükmü

Özel hayatın gizliliğini ihlal Anayasamızın 4. Bölümünde “Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması” başlığı altında 20. Madde ile korunma altına alınmaya çalışılmıştır. Buna göre;

Bunun dışında kişilerin bu özel hayatı ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ile de güvence altına alınmıştır.

Gerek Anayasamızın 20. Maddesi, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesine dayanılarak, ceza kanunumuz ile farkı birçok fiil suç olarak tanımlanmıştır. Özel hayata bir müdahale niteliğinde olan ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile cezai yaptırım altına alınmış diğer suçlar ise aşağıdaki gibidir.

Özel Hayata Karşı Suçlar

  1. Haberleşme gizliliğini ihlal (TCK 132)
  2. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (TCK 133)
  3. Kişisel verilen kaydedilmesi (TCK 135)
  4. Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK 136)

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Cezası

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu cezası konusunda gerekli düzenlemeler TCK 134/1 ve TCK 134/2 maddelerinde yapılmıştır.

            TCK 134/1; Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

            TCK 134/2; Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

TCK 134. Maddesinden de anlaşılacağı üzere fail için özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun seçimlik hareketli bir suç olduğunu söyleyebiliriz. Bu seçimlik hareketlerin bir kısmı ayrıca suçun daha ağır cezayı gerektiren halleri arasında yer alır. Örneğin suçun ses veya görüntü kayıt cihazları ile kayda alınması, özel hayata ilişkin ses veya görüntülerin ifşa edilmesi, hatta bu ifşanın basın yayın yoluyla gerçekleştirilmesi fail hakkında suçun temel şekline göre daha ağır cezai yaptırımlar uygulanmasına imkan vermektedir. Tüm bu seçimlik hareketler birlikte değerlendirildiğinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu unsurları da bu seçimlik hareketlere göre değişiklik gösterir.

Özel Hayatın Gizliliği Suçu Unsurları

Özel hayatın nelerden ibaret olduğu konusunda tek tek sıralama yapılması olanaksızdır. Bu nedenle yerel mahkemeler ile yüksek yargı organları tarafından bu konuda karar verilirken sık sık hataya düşüldüğü gözlemlenmektedir. Temel ceza kanunumuzda yer alan bir çok suçta olduğu gibi TCK 134 maddesi içinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu unsurları belirlenirken maddi ve manevi unsurlar olarak bir ayrım yapılmaktadır.

Özel Hayatın Gizliliği Suçu Maddi Unsurları

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Mağduru

Her ne kadar insanın toplum içinde yaşama gibi bir zorunluluğu varsa da bir takım görüntü, konuşma, ses veya kişisel bilgileri bu toplumdan soyutlanmıştır. Bütün insanların içinde bulundukları toplumun tamamından veya bir kısmından saklamak isteyecekleri kişisel veya mahrem bilgileri vardır. Bu nedenle özel hayatın gizliliğine yönelik Türk Ceza Kanununda yer alan bütün suçlarda suçun mağduru herkes olabilecektir. TCK 134 maddesinde suçun mağduru konusunda ayrı bir belirleme yapılmamıştır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Faili

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun mağduru konusunda olduğu gibi suçun faili konusunda da pek bir ayrım yapılma yoluna gidilmemiştir. Bu özelliği itibariyle özgü suç değildir. Ancak diğer özel hayata müdahale niteliğinde olan suçlara olduğu gibi TCK 137 maddesi ile failin kamu görevlisi olması ya da belirli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle suçun işlenmesi fail hakkındaki cezanın yarı oranında arttırılmasına imkan tanıyacaktır.

Fiil

TCK 134 maddesinde yapılan tanımdan da anlaşılacağı gibi seçimlik hareketli bir suçtur. Bunlar özel hayata ilişkin söz veya görüntülerin buna elverişli alet veya cihazlarla kayıt edilmesi, bu görüntülerin veya seslerin ifşa edilmesi, ifşa işleminin basın yayın yoluyla gerçekleştirilmesidir. Madde metninde yapılan tanıma göre suçun birden fazla şekilde işlenmesi mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Konusu

TCK 134 madde isminde yer aldığı gibi suçun konusu kişinin özel yaşamıdır. Hangi hal ve durumların özel hayat kapsamında olduğu özel hayatın gizliliğini ihlal suçu unsurlarının belirlenmesinde etkilidir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Manevi Unsurları

Özel hayatın gizliği suçu kasten işlenilebilen bir suçtur. Herhangi bir suçun manevi unsurları arasında kast ve taksir yer alır. Suçun işleniş biçimleri dikkate alındığında taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle TCK 134 maddesi kasten işlenebilen suçlar arasında yer alır.

Özel Hayatın Gizliğini İhlal Suçu Özel Görünüş Biçimleri

Diğer suçlarda olduğu gibi özel hayatın gizliliği suçunda da özel görünüş biçimleri vardır. Bunlar genellikle; Suça teşebbüs, Suça iştirak ve suçların içtimai en sık karşılaşılan suçun özel görünüş biçimleri arasında yer alır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçuna Teşebbüs

Herhangi bir suça teşebbüs, suça ilişkin icrai hareketlere başlanılmasına rağmen elde olmayan nedenlerle failin suçu tamamlayamaması halinde söz konusu olur. Uygulamada TCK 134 maddesi için teşebbüs sık karşılaşılan bir durum değildir. Buna rağmen suçun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları

            “Sanığın mağdurun etek altı görüntülerini çekmeye çalışırken mağdurun fark etmesi, sanık tarafından teslim edilen telefonda yapılan fiziki incelemede mağdura ait fotoğrafın tespit edilemediği, aradan geçen zaman nedeniylede telefon üzerinde teknik inceleme yapılmasının imkansızlığı nedeniyle sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, sanığın eyleminin tamamlanmış olduğundan bahisle mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle fazla ceza tayini kanuna aykırı görülmüştür.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 23.10.2017 tarih, 2016/11095 esas ve 2017/7764 sayılı kararı

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yukarıdaki kararından da anlaşılacağı üzere failin mağdurun etek altı görüntülerini çekmek istemesi, durumun mağdur tarafından fark edilmesi neticesinde eylemini gerçekleştirememesi şekliyle sonuçlanan fiilde “suça teşebbüs” hükümleri uygulanmıştır. Diğer suçlarda olduğu sanık hakkında TCK 35maddesi gereğince teşebbüs hükümleri uygulanması halinde verilecek olan ceza 1/4   ve 3/4  oranında indirilmektedir.

Özel Hayatın Gizliliği İhlal Suçuna İştirak

Ceza kanunumuzda suçu iştirak TCK 37 maddesinde düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliğini ihlal suçu ise işleniş biçimleri dikkate alındığın TCK 37/1 maddesinde belirtilen müşterek faillik şeklinde olabileceği gibi TCK 37/2 maddesinde yer alan diğer failin araç olarak kullanılması şeklinde de işlenmesi mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları

“Sanık …’in, resmi nikahlı eşi olan diğer sanık … ile eski komşuları olan mağdur … arasındaki cinsel birlikteliği gösteren görüntüleri görüp, eşi tarafından aldatıldığını anladıktan sonra, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların, mağdur …’in özel görüntülerini kocasına göstererek ifşa etmeleri biçiminde sübut bulan eylemlerinden dolayı TCK’nın 37/1. madde ve fıkrası uyarınca iştirak halinde aynı Kanunun 134/2. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediklerine ve sanık …’in mağdur …’e ait özel görüntüleri ifşa etme eylemini mağdurun resmi nikahlı eşi ile gayrimeşru ilişki yaşaması şeklindeki aile birliğine yönelen haksız saldırıdan dolayı haksız tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek sanık …’e hükmedilen cezada TCK’nın 29. maddesi gereğince indirim yapılmasına dair yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 23.03.2022 tarih, 2020/12124 esas ve 2022/2235 sayılı kararı

Ekli Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere fikir ve eylem birliği içerisinde olan faillerin birlikte hareket etmeleri neticesinde işlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu için her iki fail hakkında TCK 37/1 maddesi uyarınca müşterek faillik hükmü uygulanmıştır.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz Yargıtay kararı ayrıca TCK 29 maddesinde yer alan haksız tahrik indiriminin unsurları oluşması halinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu içinde uygulanabileceğini bize göstermiştir.

Özel Hayatın Gizliği Suçunda Suçların İçtimai

Özel hayata ilişkin suçlar ile korunan hukuki değer ile suçun birlikte işlenmesine olanak veren diğer suçların korumuş oldukları hukuki değerler karşılaştırıldığında özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda içtima hükümlerinin uygulanması pek mümkün değildir.

Özel Hayatın Gizliği Suçu Yargıtay Kararları

“Yerel mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; bir dönem duygusal birliktelik yaşadıkları katılanın ayrılmasına tepki olarak değişik zamanlarda birden fazla kez katılanı arayarak ve mesaj çekerek katılanın onur şeref saygınlığını rencide edici sinkaflı küfürler edip mesaj çeken ve katılanın vücut dokunulmazlığına zarar vereceğini söyleyip mesajlar çeken, daha sonra katılanın fiziksel ve cinsel mahremiyetine ilişkin göğüsleri açık yarı çıplak resmini katılanın çalıştığı otelin facebook hesabında paylaşan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 134/2, 106/1-1 ve 125/2-1. Maddelerindeki özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit ve hakaret suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.05.2014 tarih, 2021/2918 esas ve 2024/2117 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliği Suçunun Nitelikli Halleri

Özel hayatın gizliğini ihlal suçu ile birlikte yine bir çeşit özel hayata müdahale olarak nitelendirilen TCK 132, TCK 133, TCK 135 ve TCK 136 maddelerinde belirtilen suçların tümünde geçerli olmak üzere nitelikli haller TCK 137. Maddesinde düzenlenmiştir. TCK 137. Maddesine göre;

  1. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun kamu görevlisi tarafından, görevinin vermiş olduğu yetkiyi kötüye kullanılması şeklinde işlenmesi
  2. Belli bir beslek ile sanatın sağlamış olduğu kolaylıktan faydalanmak suretiyle suçun işlenmesi

Suçun nitelikli halleri olarak kabul edilmektedir. Sanığın TCK 137 maddesinde belirtilen kişiler arasında olması halinde hakkında verilecek olan ceza yarı oranında arttırılır.

Özel Hayatın Gizliliği Suçu Şikayet Usulü

TCK 139 maddesinde de belirtildiği gibi özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikayete tabi bir suçtur. Kural olarak şikayete tabi suçlarda şikayet süresi 6 (altı) ay olarak belirlenmiştir. Suçun mağdurunun suçun işlendiğini öğrenmesinden itibaren 6 aylık sürede yetkili mercilere başvurarak şikayet hakkını kullanması gerekir. Yetkili merciiler Cumhuriyet Başsavcılığı olabileceği gibi en yakın karakol, jandarma veya emniyet müdürlükleri de olabilmektedir. Bu konuda yazımızın sonunda bulunan özel hayatın gizliliği suçu şikayet dilekçesi örneği üzerinde gerekli düzenlemeleri yaparak faydalanmanız mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

“Sanığa isnat edilen TCK’nın 134/1. maddesinin ikinci cümlesindeki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun’un 139/1. madde ve fıkrası gereğince şikayete tabi olduğu, gerek sanığın savunmasına gerek katılanın beyanına göre, iddiaya konu fiili ve failin kim olduğunu en geç 2011 yılında öğrenen katılanın, TCK’nın 73/1. madde ve fıkrasında öngörülen 6 aylık süre geçtikten sonra 29.04.2015 tarihinde şikayette bulunduğu ve dosya içeriği itibariyle de CMK’nın 223/9. madde ve fıkrasındaki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında açılan davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.05.2024 tarih 2021/1492 esas ve 2024/2275 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Uzlaşma

CMK 253. Maddesinde de belirtildiği üzere şikayete tabi suçlar istisnalar dışında ayrıca uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer alır. Özel hayatın gizliliği suçu şikayete tabi bir suç olması nedeniyle ayrıca uzlaşma kapsamında yer almaktadır. Suçun faili ile mağduru arasında soruşturma aşamasında uzlaşma sağlanması halinde, fail hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verilmekte, yargılama aşamasında Özel hayatın gizliliği suçu nedeniyle uzlaşma sağlanması halinde ise sanık hakkında “düşme kararı” verilmektedir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargılama

Ceza üst sınarları itibariyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerine aittir. Bu görev TCK 137 maddesinde belirtilen nitelikli haller içinde geçerlidir. Yargılama yetkisi ise suçun işlenmiş olduğu yer Asliye Ceza Mahkemesidir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Şantaj Suçu İle Birlikte İşlenmesi

Failin amacı dikkate alındığında özel hayatın gizliliğini ihlal şantaj suçu ile birlikte işlendiği sıkça görülür. Bu durumda fail hakandı her iki fiilden dolayı cezalandırma yoluna gidilerek suçları içtimai hükümleri uygulanmaz. Çünkü TCK 134 maddesi ile korunan hukuki değir özel hayat iken, TCK 107 maddesinde yer alan şantaj suçu ile korunan hukuki değer büyük oranda kişi hürriyetidir. Bu nedenle her iki suçun birlikte işlenmesi halinde fail her iki suçtan dolayı yargılanarak ceza almaktadır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Tazminat Hakkı

Yukarıda da belirttiğimiz gibi özel hayatın gizliliğini ihlal aynı zamanda kişisel haklara saldırı niteliğindedir. Bu nedenle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ayrıca tazminat davalarına da konu olabilecektir.

         “Dosya kapsamından; davacının İstanbul-Bayrampaşa İlçe Müftülüğüne bağlı ”X1 Camii” İmam olarak görev yaptığı, davalılar tarafından söz konusu caminin imam odasına gizli kamera yerleştirmek sureti ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yargılandıkları ve İstanbul 50.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/1101 Esas, 2014/63 Karar sayılı kararı ile cezalandırılmalarına ve HAGB hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

Kamera görüntülerinin 8.10.2006 tarihinde X2 Televizyonu X3 adlı programda yayınlandığı, ceza dosyasındaki raporda, görüntülerden davacının toplanan paraları cebine koyduğunun tespit edildiği, olayla ilgili davacı hakkında idari soruşturma başlatıldığı, muhakkik raporuna göre davacı hakkında bulunduğu camide yardım toplama sorumlularını belirleyip müftülüğe bildirmediği için kınama, anılan görüntülerdeki yardım paralarının cebine koyması hadisesi için ise şaibe altında kaldığı ve bu nedenle memuriyet görevinin itibarının sarsıldığı gerekçesi ile aylıktan kesme cezasının uygun olacağının bildirildiği, bununla birlikte şahsın emekli olması nedeni ile bu cezaların uygulanmasına mahal olmadığı ve izinsiz para toplaması nedeni ile idari para cezası ile cezalandırılmasına yönelik talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.

Dosya kapsamından, dava konusu eylem ile ilgili olarak davalılar hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/1101 Esas, 2014/63 Karar sayılı kararı ile sanıkların suçu işlediği sabit görülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, diğer suçlardan ise beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacının çalışma yeri olan imam odasının hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi, davacının özel hayatın gizliliğini ihlal edici niteliktedir.Kişinin hukuka aykırı bile olsa konuşmalarının ve görüntüsünün hukuka aykırı ve keyfi olarak gizlice kayda alınması onun kişilik haklarına ve özel yaşamına saldırı niteliği taşır.

Bu ses ve görüntü kayıtlarının herhangi bir yolla kamuoyuna yansıtılması, açığa çıkartılıp yayılması kişilik haklarına yapılmış ikinci bir saldırı niteliğindedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.03.2007 gün ve 2007/4-98, 2007/110 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.

Bu durumda, davalının eyleminin hukuka aykırı olduğu, bir hukuka uygunluk nedeni de bulunmadığı gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davacı yararına uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise davacının soruşturma sırasında kendi isteğiyle emekli olduğu, uğradığı iddia olunan maddi zarar ile davalılar eylemi arasında illiyet bağı olmadığı, bu yöndeki istemin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK.nun 353/-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile haksız fiilin ağırlığı ve manevi tazminatın amacına göre 2.500,00-TL manevi tazminatın bu davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya dair taleplerin reddine dair yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 07.06.2018 tarih, 2017/2273 esas ve 2018/790 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

“Yerel mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; bir dönem kiracısı olan mağdur ile cinsel ilişkiye girdikleri sırada mağdurun rızası dışında cinsel ilişkiyi önceden yerleştirdiği gizli kamere ile kayda aldığı, mağdurun taşındıktan sonra sanık ile karşılaştıkları sırada sanığın elinde bulunan görüntüleri göstererek kendisi ile birlikteliğe devam etmediği takdirde görüntüleri eşine ve ailesine göstereceğinden bahisle tehdit eden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesindeki ve 107/1. maddesindeki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve şantaj suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

A) Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;

Yargılama aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, sanığın sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun TCK’nın 139/1. maddesi uyarınca soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, mağdurun 28.01.2016 tarihli savcılık ifadesinde sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini bildirmesi karşısında şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken açılan kamu davasında şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 29.04.2024 tarih, 2021/1550 esas ve 2024/1973 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları

“Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.2015 tarihli, 2014/14-603-2015/66 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; katılanın cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntülerini, onun bilgisi dışında temin edilmesi eyleminde TCK’nın 134. maddesinde tanımlanan özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek suçunun yanı sıra toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki resimlerin temin edildiği sırada 12 yaşındaki katılana ait müstehcen görüntünün cep telefonuna depolanması nedeniyle 226/3. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunun da oluşturmaktadır.

Bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.05.2024 tarih 2020/5173 esas ve 2024/2106 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

“Yerel mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; öğrenci olan mağdur ve katılanın ikamet ettikleri daireye bitişik dairede ikamet eden sanığın banyo havalandırmasından mağdur … ve katılan …’nin ikamet ettiği dairenin banyo havalandırmasının kapağına açtığı delikten mağdur …’nin banyoda tuvalet ihtiyacını giderdiği sırada cep telefonunu delikten uzatarak mağdurun görüntülerini çekmeye çalıştığı sırada mağdurun farketmesi üzerine görüntü kaydı yapamadan telefonu geri çeken sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2.cümle, 35, 43/2 ve 151/1 maddelerinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve mala zarar verme suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

Özel hayatın gizliliğini ihlal Suçundan Kurulan Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, sanık sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

Sanığın mağdur …’nin banyoda tuvalet ihtiyacını giderdiği sırada havalandırma kapağında bulunan delikten soktuğu cep telefonu ile görüntü çekmeye çalışmasına konu olayda sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun TCK’nın 139/1. maddesi uyarınca soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, suçun asıl mağdurunun görüntüsü çekilmeye çalışılan mağdur … olduğu ve mağdurunda 03.05.2016 tarihli duruşmada sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, sanığında istinabe ile savunmasının alındığı 28.04.2016 tarihli beyanında hakkında şikayetten vazgeçme olursa kabul edeceğini bildirmesi karşısında sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan düşme kararı verilmesi gerekirken, eylemin şikâyete tabi olduğu gözetilmeksizin ve aynı evde ikamet eden Ezgi’nin de suçtan zarar gördüğü kabul edilerek yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkûmiyete karar verilmesi hukuka aykırıdır.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 29.04.2024 tarih 2020/1370 esas ve 2024/1975 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

“Yerel mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; bir dönem duygusal ve cinsel birliktelik yaşadığı katılanın rızası kapsamında kendisine gönderdiği cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin iç çamaşırlı fotoğrafını katılanın ilişkiyi sonlandırmak istemesine tepki olarak ilişkiye devam etmediği ve kendisine 5.000,00 TL vermediği takdirde ifşa edeceğinden bahisle tehdit eden,

Daha sonra söz konusu resmi katılanın telefon rehberini kendisine kopyalayıp numarasını ele geçirdiği katılanın eşinin kardeşi tanık Emrah’a gönderen, katılana dosya arasında tespiti yapılan sinkaflı mesajlar çeken sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 134/2, 136/1, 107/2-1 ve 125/1. maddelerindeki görüntü veya seslerin ifşa suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, şantaj ve hakaret suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, Saruhanlı Asliye Ceza Mahkemesinin kararında sanık tarafından yukarıda ilgili bölümde öne sürülen tüm temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA…”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 29.04.2024 tarih 2020/1384 esas ve 2024/1976 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

“Yerel Mahkemece, Dairemizce verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda; kız arkadaşı olan katılan …’ı aradığında katılanın telefonu açmadığı ve katılanla aralarında anlaşmazlık çıktığı dönemde, katılanın çocukluk ve okul arkadaşı olan tanık Hatice ile iletişim kurup, tanık Hatice’ye, “İncilay sizin bildiğiniz gibi değil, bunun kanıtları var.” diyerek, katılanla cinsel ilişkiye girdikleri esnada katılanın bilgisi dahilinde kaydettiği cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak videosunu, katılanın ablasının elektronik posta hesabına gönderdiği ve katılanın ablasından elektronik posta adresi ile giriş şifresini öğrenen tanık Hatice’nin de söz konusu videodaki katılanın özel görüntülerini izledikten sonra elektronik iletiyi silmesine konu olayda;

Sanık hakkında 6352 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 5237 sayılı TCK’nın 134/2-1. cümlesindeki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 29.04.2024 tarih 2023/5373 esas ve 2024/1974 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları

“Yerel mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; muhtar olan sanığın hakkında yapılan ve asılsız olan şikâyet dilekçeleri nedeniyle yapmış olduğu şikâyet başvurusu üzerine başlatılan soruşturma sırasında dilekçelerin gönderildiği PTT şubesinde katılanın olduğunun tespit edildiğini öğrenmesi üzerine akşam köy anons sisteminden köyümüzde imar ile ilgili olarak hakkımda şikayetleri yapan şahıs …’tür şeklinde anons yaparak katılanın lekelenmeme hakkını ihlal ettiği gerekçesi ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 285/1-a maddesindeki gizliliğin ihlali suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

Ayrıntıları Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.04.2021 tarihli, 2019/150-2021/160 sayılı kararında belirtildiği ve 16.12.2013 olan suç tarihinde yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 285. maddesinin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, gizliliğin ihlali suçunun masumiyet karinesi ve kişilerin özel hayatına ilişkin bilgilerin gizliliğini koruma altına alması ve masumiyet karinesinden yararlanma hakkı ile özel hayatı veya haberleşme içeriklerinin gizliliği ihlal edilen kişinin suçun mağduru olduğuna açıkça yer verilmesi karşısında, hakkında katılma kararı verilen şikayetçi Hasan’ın sanığa isnat edilen eylemden doğrudan doğruya zarar görmesi nedeniyle gizliliğin ihlali suçundan açılan kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından katılanın temyiz isteminin reddini isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Dosya kapsamına göre; muhtar olan sanığın hakkında yapılan asılsız şikâyet dilekçeleri nedeniyle yapmış olduğu şikâyet başvurusu üzerine başlatılan soruşturma sırasında dilekçelerin gönderildiği PTT şubesinde katılanın olduğunun tespit edildiğini öğrenmesi üzerine akşam köy anons sisteminden köyümüzde imar ile ilgili olarak hakkımda şikayetleri yapan şahıs …’tür şeklinde anons yapılmasına konu olayda, sanığın eyleminin katılanın masumiyet karinesinden yararlanma hakkı ile özel hayat veya haberleşme içeriklerinin gizliliği ihlal edilmediği anlaşılmakla unsurları oluşmayan suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken, delillerinin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır.”

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15.04.2024 tarih, 2020/12471 esas ve 2024/1713 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları

Devrek İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’nde şef olarak görev yapan sanık K1’ın, aynı kurumda şef olarak çalışan K2 ile ilişkisini olduğunu düşündüğü katılan K3’ın arabasını 22/06/2016 tarihinde katılan ve K2’in iş yerinden birlikte ayrılmaları üzerine izleyerek ve araştırarak katılanın K2’in evinin önünde gördüğü arabasının fotoğrafını çektiği, ayrıca bu fotoğrafları diğer sanık K4’ye gönderdiği, Devrek Hamidiye Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan sanık K4’nin de katılanın arabasını K2’in evinin önünde bulunduğu esnada fotoğraflayarak 01/10/2016 tarihinde K1’a gönderdiği, sanık K1’ın daha sonra söz konusu fotoğrafları idari soruşturma dosyasına delil olarak sunduğu, açılan disiplin soruşturması sonunda da katılanın görevinden alınarak Çaycuma ilçesine öğretmen olarak atamasının yapıldığı anlaşılmıştır.

İlk derece mahkemesince sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 134/2. maddesinde tanımlanan ”Özel Hayata İlişkin Görüntü ve Sesleri İfşa Etmek” suçundan unsurları oluşmadığı, söz konusu olayda ifşa edilen görüntünün katılanın aracı olduğu ve katılanın aracının görüntüsünün, özel hayata ilişkin ve ifşa edilmesinin ”Özel Hayata İlişkin Görüntü ve Sesleri İfşa Etmek”suçunu oluşturmayacağı gerekçesi ile sanıkların üzerlerine atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından beraatlerine karar verilmiştir.

Katılanın istinaf talebi üzerine sanıklara yüklenen suçun olayda yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı ve delillerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi ile inceleme duruşmalı olarak yapılmış, yeniden yapılan yargılama sonucunda; sanıkların, katılana ait aracın park halinde bulunduğu yerdeki fotoğraflarını çekerek birbirlerine göndermek ve sanık K1’ın söz konusu fotoğrafları katılan hakkında yapılan idari soruşturmada delil olarak vermesi biçiminde gerçekleşen eylemlerinde, TCK’nın134/2. Maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı Dairemizce de kabul edilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 23.06.2020 tarih 2018/2142 esas ve 2020/1502 sayılı kararı

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yargıtay Kararları

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yapılan yargılamaya, toplanan ve açıklanan bütün yasal delillerin birlikte değerlendirilmesine ve tüm dosya kapsamına göre; mağdurenin dayısı olan sanığın, olay günü banyo yapan mağdure K2’ı banyonun kelebek camından gözetlediği, sanığı bu şekilde gören ve sanığın kardeşi olan müşteki K4’ın “namussuz, şerefsiz” diye sanığa bağırdığı, mağdurenin aşamalarda özü itibariyle değişmeyen, ısrarlı ve tutarlı beyanları ve bu beyanları destekler mahiyetteki müşteki K4’ın “banyo penceresine çıkıp kelebek camından kızımı gözetlediğini gördüm” şeklindeki anlatımı, sanığın “banyonun yakınında bulunan merdivenlerdeki kömürlükten odun almaya giderken elimdeki kova yere düştü, mağdureyi gözetlemedim.”

Şeklindeki kısmi kabule dayalı ifadeleri, mağdure hakkında hazırlanmış olan psiko-sosyal değerlendirme raporu, müşteki ve mağdure ile sanık arasında iftira atılmasını gerektirecek derecede dosyaya yansımış ve tespit edilmiş bir husumetin bulunmaması, hayatın olağan akışı, olayın oluş ve intikal şekli ile süresi gözetildiğinde sabit kabul edilmiştir.

Sanık suçlamaları kabul etmeyip, “mağdureyi gözetlemediğini” ileri sürmüş ise de, sanığın oluşa uygun düşmeyen, suç̧tan ve cezadan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmemiştir.

Sanığın sabit kabul edilen banyo yapan mağdureyi kelebek camından gözetlemek şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 134/1. maddesinde unsurları gösterilen ve yaptırımını bulan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, suçun işleniş biçimine,

meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığına göre ceza verilirken aşağı haddin aşılması için sebep bulunmadığı, sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları nedeniyle, TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca verilen cezasından indirim yapılmasına yer olmadığı, sanığın, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak hakkında TCK.53/1 maddesinin uygulanması gerektiği vicdani kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Açıklanan gerekçelerle;

İstanbul Anadolu 13.Asliye Ceza Mahkemesinin sanık K1 hakkında mağdure K2 ‘a karşı işlemiş oldukları Çocuğa Karşı cinsel Taciz suçundan vermiş olduğu hükümlerin C.M.K’nun 280/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

Sanık K1’ın mağdure K2’a karşı Özel Hayatın Gizliliğini ihlal ettiği sabit olmakla,eylemine uyan;T.C.K’nun 134/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi ve özellikleri dikkate alınarak taktiren alt sınırdan olmak üzere1 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 20. Ceza Dairesinin 04.03.2019 tarih, 218/595 esas ve 2019/633 sayılı kararı

SIK SORULAN SORULAR

Özel Hayatın Gizliliği Hangi Durumlarda İhlal Edilir?

Özel hayat genellikle kişinin belirli kişilerle paylaşmayı uygun gördüğü veya kimse ile paylaşmak istemediği bilgi, görüntü veya seslerinden ibarettir. Hangi durumların özel hayat olacağı konusunda kesin bir sıralama yapılmamıştır. Hatta özel hayat kavramı zaman zaman kişiden kişiye de değişiklik gösterebilmektedir. Günümüzde ise daha çok mahrem bilgiler özel hayat kapsamında yer alır. Yukarıda örneklendirdiğimiz özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Yargıtay kararları doğrultusunda bu konuda daha detaylı bilgi sahibi olmanız mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliği Suçu Nereye Şikayet Edilir?

Soruşturulması ve kovuşturulması şikayet tabi suçlarda en yakın kolluk kuvvetine şikayet bildirileceği gibi, Cumhuriyet Savcılığına da müracaat ile şikayet hakkı kullanılması mümkündür. Her iki kuruma da yapacağınız şikayette yazımız sonundaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikayet dilekçesi örneğinden faydalanabilirsiniz.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Yüz Kızartıcı Suç Mudur?

Türk Ceza Kanunumuzda ayrıca “yüz kızartıcı suçlar” olarak bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Anayasamızın 76. Maddesinde belirtilen suçlar 657 Sayılı Devlet Memurları kanunu ile diğer özel yasalarda yüz kızartıcı suç olara kabul edilmektedir. Bu suçlar;

  1. Dolandırıcılık
  2. Hırsızlık
  3. Rüşvet
  4. Zimmet
  5. İrtikap
  6. Sahtecilik
  7. İnancı Kötüye Kullanma
  8. Kaçakçılık
  9. Dolanlı İflas
  10. Terör Suçları
  11. İhaleye Fesat Karıştırma
  12. Devlet Sırlarını Açığa Vurma

Şeklinde yer almaktadır. Dolayısıyla özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yüz kızartıcı suçlar arasında yer almaz.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Memuriyete Engel Mi?

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. Maddesinde devlet memurluğuna ilk defa atanacaklar için gerekli şartlar yer almaktadır. Kural olarak affa uğramış olsa dahi 1 yıl ve daha fazla süreli hapis cezası alanlar devlet memurluğuna atanamazlar. Bu nedenle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu memuriyete engel olup olmadığı konusunda yapılan yargılama sonucunda ilgili hakkında verilen hapis cezasının süresi dikkate alınmaktadır. 1 yıl ve daha az süreli hapis cezalarında yüz kızartıcı suç olmamak kaydı ile alınan hapis cezaları devlet memurluğuna atamaya engel teşkil etmemektedir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği

… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

ŞİKAYET EDEN                    : (Kimlik Bilgileriniz)

ADRES                                  : (İkamet Adresiniz)

ŞÜPHELİ                               : (Şüpheliye Ait İsim/Soy İsim Varsa Kimlik Bilgileri

ADRES                                  : (Biliniyorsa Şüpheli Adresi)

SUÇUN KONUSU               : Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu

SUÇ TARİHİ                         : (Olayın Meydana Gelmiş Olduğu Yer ve Saat)

AÇIKLAMALAR                   :

                                               Özel Hayatın ihlal edilme şekli, olayın oluş biçimi gibi bilgilere yer verilmelidir.

TALEP                                    : Yukarıda belirtmiş olduğum şekilde özel hayatıma haksız müdahalede bulunan şüpheli hakkında şikayetçiyim. Şüpheli hakkında TCK 134 ve TCK 139. Maddeler gereğince özel hayatın gizliliğini ihlal suçu nedeniyle gerekli soruşturmasının yapılmasını arz ve talep ederim.

ŞİKAYETÇİ

          İsim Soyisim

Deliller                                  :

  • Varsa Tanık Bilgileri
  • Kamera veya Ses kayıtları

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir