Tanıklık Nedir?

Tanık en basit tanımı ile; Herhangi bir olay hakkında bilgi ve görgüye sahip kişidir. Tanıklık ise bu olay hakkındaki bilgi ve görgülerini yetkili makamlar nezdinde anlatmasıdır. Ceza Hukuku başta olmak üzere diğer hukuk dallarında suçun tespiti veya iddiaların delillendirilmesinde tanıklık sık başvurulan bir hukuki yoldur. Uygulamada ve yargı birimlerinde zaman zaman “şahit” olarak da tabir edilmektedir.

Şüpheli, sanık, müşteki veya mağdur gibi yargı mercileri önünde tanık sıfatı ile yer almak ile bir takım hak ve yükümlülüklere sahip oluruz. Örneğin tanık olmak istemiyorum gibi, tanıklıktan çekilme hakkımız bulunduğu gibi, tanıklık görevini üstlenmemiz ile doğruları anlatma yükümlülüğü altına da gireriz. Aksi takdirde yalan tanıklık suçunda şahsi cezasızlık sebepleri haricinde, yalan tanıklık cezası ile cezalandırılmamız olası bir durumdur.

Tanık Olduğum Davayı Nasıl Öğrenirim?

Kişinin tanık olduğu dava dosyasını öğrenmesinin birkaç farklı yolu vardır.

En kısa ve kolay yolu ise UYAP SMS’dir. Uyap SMS sistemine gerekli aboneliklerin yapılması sonrasında taraf olunan dava dosyası bilgilerine ulaşmak mümkündür.

Diğer bir yöntem ise UYAP Vatandaş Bilgi Sisteminden yapılacak dosya sorgu işlemidir. Bunların dışında ise her adliye bünyesinde oluşturulmuş “dosya sorgulama bürolarına” müracaat edilerek dosya bilgilerine ulaşma imkanı vardır. Ancak adliye içerisinde dosya sorgulama bürolarında sadece işlemi yapılan adliye içerisindeki taraf olduğunuz dosya bilgilerine erişme imkanı vardır.

Evime Tanık Kağıdı Geldi Ne Yapmalıyım?

Mahkemeler veya Cumhuriyet Savcılıkları tanığı ifadeye çağırmak için tebligat gönderirler. Bu tebligatta tanık olacağımız yapacağımız mahkeme ve dosya bilgileri yer alır. Ayrıca Cumhuriyet Savcılıkları tarafından gönderilen tebligatlarda iade için hazır bulunmamız gereken gün ve saat bilgileri detaylıca yer alır.

Sadece şahitlik yapmamak için tebligata uyulmaması halinde polis nezaretinde zorla götürülme durumları ile karşılaşmak olasıdır. Bu nedenle gelen tebligatta yazılı gün ve saatte ilgili yargı biriminde hazır bulunmanızı tavsiye ederiz. Tanıklıktan çekinme beyanımızı da yine bu yargı mercilerinde gerekçelerimiz ile yapmamız gerekir.

Tanık olmak istemiyorum şeklindeki tanıklıktan çekinme beyanımızı da yine mahkeme veya Cumhuriyet Savcısı huzurunda gerekçelerimiz ile beraber beyan etmemiz gerekir.

Mahkemede Tanık Olmak

Mahkemede tanık olmak ile Cumhuriyet Savcılıklarında yapılan tanıklığın arasında bir fark bulunmaz. Her iki durumda da tanığa olay hakkında bilgi ve görgüleri sorulur. Unutmamak gerekir ki sadece tanığın beyanlarına dayanılarak veya tanığın beyanları diğer deliller ile desteklenerek hüküm kurulmasında bir engel yoktur. Bu nedenle beyanlarımızın gerçeği yansıtmasına dikkat etmeliyiz. Aksinin tespit edilmesi, konunun vicdani boyutu dışında yalan tanıklık ile yargılanmamıza neden olacaktır.

Tanık Olmak İstemiyorum

Tanığın üstlenmiş olduğu görev maddi gerçeğin ortaya çıkmasında belirleyici niteliktedir. Ancak sadece tanık olmak istemiyorum şeklindeki düşünce ile yetkili yargı makamlarına başvurmamak bizleri bu görevden kurtarmamaktadır. Bu konuda yine ilgili yargı merciine başvurarak tanıklıktan çekinme nedenlerimizi beyan etmemiz zorunludur.

Unutmamak gerekir ki sadece tanık olmak istemiyorum şeklindeki beyanımız tanıklıktan çekinme hakkı olan kişiler arasında olmamamız durumunda geçerli değildir.

            “Davacı-davalı koca delil listesinde A. S. Ve Olga Süt’ü tanık olarak göstermiş, bu tanıklar mahkemeye hitaben yazdıkları dilekçede tanıklık yapmak istemediklerini beyan etmişler, mahkemece de tanıkların bu beyanı doğrultusunda tanıklıktan çekinme taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı-davcı koca bu tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçmemiştir. Yasal olarak tanıklıktan çekinme hakkı olanlar (HKM 247 ve devamı) ve bu haklarını kullanarak bu görevi yapmak istemeyenler dışında tanıklığın yapılması zorunludur. Davalı-davacı tarafından dinlenmesi talep edilen tanıkların tanıklıktan çekinme sebebi bulunmamaktadır.

Bu bakımdan mahkemenin adı geçen tanıkları dinlemeden, eksik inceleme ile hüküm kurması doğru görülmemiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 03/02/2014 tarih, 2013/20217 esas ve 2014/1788 sayılı kararı

Yargıtay ilgili hukuk dairesi de vermiş olduğu emsal kararda sadece tanıklık yapmak istemiyorum şeklindeki beyanların yeterli olmadığı ayrıca ilgililerin tanıklıktan çekinme hakkına sahip kişilerden olması gerektiğini belirtmiştir.

Habersiz Tanık Gösterme

Mahkemelerde ya da Cumhuriyet Savcılıklarında şahit gösterilebilmek için önceden bizlerden bu konuda onay alma zorunluluğu yoktur. Habersiz tanık gösterme durumlarında yine tanıklıktan çekinme hakkımızı kullanmak istiyorsak bunu belirtmemiz gerekir.

Mahkemede Tanık Olmak Sicile İşler Mi?

Niteliği itibariyle tanık olmak bir çeşit kamu görevini üstlenmektir. Örneğin tanık olmamıza bağlı olarak karşılaşabileceğiniz herhangi bir tehdit, hakaret veya benzeri hukuk dışı davranışlar nedeniyle bu fiilleri yapan kişiler suçu kamu görevlisine karşı işlemiş şeklinde yargılanarak ceza almaktadırlar.

Kişinin üstlenmiş olduğu bu tanıklığın görevine bağlı olarak kendisine yöneltilen hakaret suçunda fail TCK 125/3-a maddesi “Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret” suçundan yargılanarak ceza alacaktır. Bu durumda tanığın diğer sosyal hayatında kamu görevlisi olup olmadığının bir önemi bulunmamaktadır.

Görüldüğü gibi kanun koyucu bu görevi bir çeşit kamu görevi olarak kabul ederek bu görevinden dolayı haklarını da koruma altına almayı amaçlamıştır. Tanığın kendisine herhangi bir suç isnadı bulunmaması veya bu konuda herhangi bir ceza almaması nedeniyle; Mahkemede tanık olmanın siciline işlemesi mümkün değildir.

Mahkemede Tanık Ceza Alır Mı?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi tanık olan kişiye herhangi bir suç isnadında bulunulmaz. Bu nedenle sırf bu görevinden dolayı herhangi bir ceza olması mümkün değildir. Ancak yazımızın ilerleyen bölümlerinde değinecek olduğumuz “yalan tanıklık” bu durumun istisnasıdır.

Tanık Mahkemede Kaç Kere Dinlenir?

Bu konuda herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bazı durumlarda birden fazla şekilde kişilerin bilgisine başvurulduğu yargılamalar görülmektedir. Yargılama aşamasında yeni delil veya suç isnatlarının doğması ile beraber kişinin yeniden bilgi ve görgüsüne başvurulması gerekebilir. Bu durumda tanığın yeniden dinlenmesi yönünde kararlar verilebilir. Ancak çoğu kez bir kez tanığın dilenmesi yeterli olarak görülür.

Tanık Göstermek Zorunlu Mudur?

Bu konuda herhangi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak tanığın yargılama aşamasında yeminli olarak vereceği beyanlar delil olarak kabul edilir. Bu da yargılamanın sürecine ve sonucuna etki etmektedir.

Tanık Avukata İhtiyaç Duyar Mı?

Tanığın asıl görevi herhangi bir olay hakkındaki bilgilerini anlatmaktır. Yani tanığa bir suç isnadında bulunulmadığı gibi, herhangi bir suçun mağduru konumunda da değildir. Bu nedenle tanığın beyanda bulunması sırasında kendisini avukat ile temsil ettirmesine gerek yoktur.

Bu durumun tek istisnası ise bazı durumlarda 18 yaşından küçüklerin tanıklığıdır. Tanığın 18 yaşından küçük olması halinde beyanının alınmasından vazgeçilebileceği gibi, beyanının avukat ve pedagog huzurunda alınması da uygun görülebilir.

Tanıklıktan Çekinme Nedir?

Hukuk Mahkemeleri veya Ceza Mahkemeleri ark etmeksizin tanıklıktan çekinme hakkı vardır. Ancak yine bu durumu ilgili yargı birimine gerekçeleri ile belirtmek zorunludur. Genellikle tanıklıktan çekinme hakkı aşağıdaki durumlarda kullanılır.

  • Sanık ya da şüphelinin eşi, boşanmış olduğu eski eşi, nişanlısı, evlatlığı, evlat edineni veya kan hısımlığı ile kayın hısımlığı gibi bir bağ bulunması,
  • Yaş küçüklüğü, akıl zayıflığı veya akıl hastalığı gibi durumlara bağlı olarak tanıklığa bağlı görevinin önemini kavrayamayacak durumda olanlar,
  • Koruyucu aile ile onların çocukları ve koruma altına alınan çocuk

Bunların dışında ise bazı meslek mensuplarına görevlerine bağlı olarak tanıklıktan çekinme hakkı verilmiştir. Bu meslekler ise aşağıdaki gibidir.

  • Avukatlar ile stajyerleri ve yardımcılarının yargı sebebiyle öğrenmiş olduğu bilgiler,
  • Doktor, hemşire, hekim, diş hekimi, ebe gibi tüm sağlık çalışanları ile icra etmiş oldukları sanatlarına bağlı olarak edinmiş oldukları bilgiler nedeniyle yapılacak olan tanıklık,
  • Noterler ile mali müşavirlerin mesleklerine bağlı olarak edinmiş olduğu bilgiler,

Söz konusu olduğunda bu meslek mensuplarına bağlı kişiler tanıklıktan çekinme hakkını kullanabilirler. Ancak bu bilgilerin muhatabı olan kişi şahitlikyapılmasına rıza göstermesi durumunda tanıklıktan çekinme hakkını kullanmaları mümkün değildir.

Tanık Yapılan Çağrıya Uymazsa Ne Olur?

Herhangi geçerli bir sebep bildirmeksizin tanık yapılan çağrıya uymazsa hakkında ilgili merci tarafından zorla getirme kararı verilebilir. Bunların haricinde CMK 44/1 maddesi uyarınca bu çağrıya uymamasına bağlı olarak gerçekleşen giderler kamu alacakları tahsili usulünce kendisinden tahsil edilir.

Yalan Tanıklık Nedir?

Kişinin tanık dinlemekle yetkili makamlar önünde gerçeğe aykırı beyanda bulunması yalan tanıklık olarak kabul edilir. Uygulamada sık sık yalan şahitlik olarak da adlandırılmaktadır. Yalan tanıklık suçunda şahsi cezasızlık sebepleri haricinde ilgili kişinin yargılanarak TCK 272 ve alt bentleri uyarınca cezalandırılması mümkündür.

Yalan Tanıklık Suçunun Cezası

Yalan tanıklık suçunun cezası TCK 272’de düzenlenmiştir. Suçun temel şekli ile işlenmesi halinde 4 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası öngörülmüştür. Ancak yalan tanıklık nedeniyle meydana gelecek zararın veya idari yaptırımın ağırlığına göre verilecek olan ceza 30 yıla kadar çıkabilecektir. Buna göre;

  • Tanık dinlemekle yetkili kurul ve kişi önünde yemini yaptırılmasından sonra gerçeğe aykırı tanıklık yapan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar,
  • Ceza soruşturması ve ceza kovuşturmasında 3 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suç nedeniyle gerçeğe aykırı beyanda bulunan kimse 2 yıldan 4 yıla kadar,
  • Yapılan tanıklık sonucu aleyhine tanık olunanyapılan kişinin müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkumiyeti söz konusu olması halinde 20 yıldan 30 yıla kadar,
  • Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında hürriyeti bağlayıcı (hapis cezası) dışında ayrıca idari bir yaptırım uygulanması halinde gerçeğe aykırı beyanda bulunan tanık hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası

Görüldüğü gibi tanıklığa bağlı olarak ilgili hakkında uygulanacak adli ve idari cezaların türüne göre tanığın cezası da değişmektedir. Ayrıca tanıklığa bağlı olarak verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın infazına geçilmesinden sonra yalan tanıklığın anlaşılması durumunda ayrıca “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarında dolayı yargılama yapılacaktır.

Yalan tanıklık durumunda etkin pişmanlık önemli derecede ceza indirimine sebebiyet vermektedir. Örneğin, aleyhine tanıklığın yapılan kişi hakkında herhangi bir kısıtlama ve hak yoksunluğu getirilmeden gerçeğin söylenmesi halinde kişi herhangi bir cezaya hükmolunmaz. Benzer şekilde cezanın kesinleşmesinden önce veya infazına başlanmasından önce etkin pişmanlık gösterilmesi halinde yukarıda verilecek olan cezalarda 1/3 oranına kadar indirim öngörülmüştür.

            “Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/400 numaralı iddianamesinde sanığın Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/639 esas sayılı dosyasının 03.05.2011 tarihli duruşmasındaki beyanında yalan tanıklık yaptığının iddia edildiği, sanığın yalan tanıklık suçundan yargılandığı davadaki savunmasında “poliste verdiğim ifadede gerçeği söylemiştim, ancak daha sonra her ikisininde akrabam olması ve barışmaları sebebiyle yargılama aşamasında Vahyettin’de silah görmediğimi söyledim, yalan tanıklık kastım yoktur, beraatimi isterim” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle suçunu ikrar ettiği dosya kapsamından anlaşılmakla sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan yalan tanıklık suçundan mahkumiyeti yerine kolluğun tanık dinleme yetkisinin bulunmaması, sanığın kollukta verdiği ifadeye dayalı olarak bu suçun oluşmayacağı şeklindeki hatalı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,


Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 05/02/2014 tarih, 2013/10854 esas ve 2014/1225 sayılı kararı

Yargıtay 9. Dairesi 2014/1225 sayılı kararında gerçeğe aykırı beyanda bulunan sanığın cezalandırılması gerektiği yönünde görüş bildirdiği gibi, kollukta alınan tanık beyanının geçerliliğine vurguda bulunmuştur.

Yalan Tanıklık Suçunda Şahsi Cezasızlık Sebepleri

Yalan tanıklık suçunda şahsi cezasızlık sebepleri 5237 sayılı TCK’nın 273. Maddesinde sıralanmıştır. Buna göre;

  1. Eş, kardeş, üstsoy ve altsoy durumunda olan kişilerin soruşturma veya kovuşturmaya neden olabilecek bir hususla ilgili,
  2. Kişinin çekinme hakkı bulunmasına rağmen, ilgiliye bu hakkının hatırlatılmamış olması durumunda,

Durumlarında anık hakkında ceza indirimi yapılması mümkün olduğu gibi hakkında ceza vermekten de vazgeçilmesi mümkündür.

“1-…. (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1151 esas sayılı dosyasının, temyiz denetimine olanak sağlayacak şekilde dosyaya getirtilmemiş olması,


2-Suçtan doğrudan doğruya zarar gören …duruşmaya çağrılarak müşteki sıfatıyla beyanlarının alınması gerektiğinin yanı sıra şikayet ve delillerinin tespit edilmemiş olması ve duruşmalardan haberdar edilmemesi,


3-Sanığın yalan tanıklık olduğu iddia ve kabul edilen ifadelerinin oğlu olan … hakkında şüpheli sıfatıyla yürütülen soruşturma kapsamına ilişkin olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 273/1. maddesinde düzenlenen şahsi cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren nedenlerin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,


Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24/12/2014 tarih, 20155988 esas ve 2015/5242 sayılı kararı

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir