Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi

Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi?

Sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi? Ceza hukukunda en sık kullanılan delillerin başında tanık beyanları gelir. Buna karşın gerek yargı kararlarında gerekse doktrin de sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi konusu her zaman tartışma konusu olmuştur. Bu konuda yerel mahkemeler ile yüksek mahkemelerin çelişkili kararlar verdiğine de sıklıkla şahit olmaktayız.

Tanık beyanına dayanılarak 3 – 5 ay gibi kısa süreli hapis cezaları yönünde hüküm kurulduğu gibi, yine sadece tanık beyanına dayalı olarak müebbet hatta ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları şeklinde de hüküm kurulabilmektedir. Ancak bu konudaki ortak görüş sadece tanık beyanına dayalı olarak ceza verilemeyeceği, bir çeşit delil olan tanık ifadesinin ayrıca başka delillerle desteklenmesi gerektiği yönündedir.

Öncelikle tanık beyanı kesin delil midir?  Ve ceza hukuku açısından tanık beyanlarının delil niteliğine değinerek yazımız sonunda, sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi Yargıtay kararlarına değinelim.

Tanık Beyanı Kesin Delil Midir?

Ceza muhakemesinde hakim olan ilkelerden birisi de delil serbestisinin bulunmasıdır. (CMK md. 217) Esasen sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi sorusunun kaynağını da bu ilke oluşturmaktadır.

Bilindiği üzere yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında ceza verme yoluna gidilmek istediği sırada, sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek ölçüde delil elde edilmesi gerekmektedir.

Burada ise tanık beyanı kesin delil midir sorusu ön plana çıkmaktadır. Mahkemenin kuracağı hüküm öncesinde kullanmış olduğu delillerin somut deliller olması zorunludur. Ancak tanık beyanının da mahkemenin vicdani kanaatine etki edeceği yönünde bir kuşku da yoktur.

Tanıklık beş duyu organımızın herhangi birisi ile algılayacağımız durumlarda söz konusu olur. Bu nedenle hata veya kasıtlı nedenlerle (yalan ifade gibi) güvenirliliği her zaman sorgulanması gerekir. Bu nedenle sadece tanık beyanına dayanılarak kurulan hükümler ek delillerle desteklenmediği sürece somut delil niteliği taşımazlar.

Tanık Beyanı Kesin Delil Midir?

Tanık beyanının hukuki açıdan bir delil niteliği taşıdığı konusunda kuşku yoktur. Buna karşın gerek Ceza Muhakemesi gerekse Hukuk Muhakemeleri kanunu açısından tanıkların beyanları olayın aydınlatılması yardımcı deliller olarak kabul edilir. Bu nedenle ceza hukuku veya diğer hukuk alanlarında tanık beyanları kesin delil niteliği taşımaz.

Bir çok ülke iç hukukunda olduğu gibi ülkemizde de “yalan tanıklık” suç olarak tanımlanmış bir fiildir. Yalan tanıklığın suç olarak yasalarımızda yer alması da tanıklığın kesin bir delil olmayacağını, tanığın beyanlarının her zaman sorgulanması gerektiği sonucunu doğurur. Bu nedenle tanık beyanının tek başına kesin delil niteliği bulunmadığı kuşkusuzdur.

Tek Tanık Yeterli Mi?

Tanık beyanının tek başına delil niteliği her zaman sorgulanmaktadır. Bu nedenle tek bir tanığın beyanı da çoğunlukla yeterli delil kabul edilmez. Ceza kanunumuzda suç olarak tanımlanmış fiillerden dolayı yapılan yargılamalarda, tek bir tanığın beyanı, suçun aydınlatılmasında tek başına kesin delil olarak kullanılamaz. Mahkeme her zaman tanığın veya tanıkların beyanlarını diğer delillerle birlikte değerlendirir. Ancak, bazı durumlarda, tanığın beyanı, suçun ispatına yetecek kadar güvenilir ve ikna edici olabilir. Sonuç olarak, tek tanık yeterli olabilir, ancak bu, tanığın güvenilirliği, anlatımının tutarlılığı ve olayla ilgili başka delillerin varlığına bağlıdır.

Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi

Tek Tanık Beyanı İle Mahkumiyet Kararı Verilir Mi?

Ceza hukukumuza hakim olan ilkelerden birisi de şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Sadece tanık beyanına dayanılarak verilen mahkumiyet kararlarının ise bu ilkeye aykırılık teşkil edeceğini düşünmekteyiz. Bunun dışında tanık beyanının bir çeşit somut delil olmadığını belirtmiştik. Diğer soyut delillerde olduğu gibi tanık beyanlarının da benzer şekilde somut delillerle desteklenmediği sürece tek başına delil olarak kabul edilemeyeceği görüşündeyiz.

Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi Yargıtay Kararı

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı,

eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin sanığın ikrara yönelen savunması, katılan beyanı, yaralanmasına ilişkin adli rapor içeriği, tanık anlatımıyla saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının kanuni bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilemediği olayda haksız tahrik indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında yerinde, yeterli ve kanuni gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz nedenlerinin incelenmesinde hükümde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10.10.2024 tarih 2024/3064 esas ile 2024/6470 sayılı kararı

Sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi konusunda paylaşmış olduğumuz Yargıtay Kararından da anlaşılacağı üzere yüksek mahkeme kasten yaralama olayına ilişkin delillerin sadece tanık beyanı olmadığı, bunun dışında Adli Tıp Raporları ve katılan beyanlarını da delil olarak kabul etmiştir.

Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi Yargıtay Kararı 2

İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine yapılan yargılamada sonucunda ”Sanığın, yargılamanın her aşamasında atılı suçlamayı kabul etmeyerek mağdurenin yalan söylediği, kendi babasına bile iftira edecek bir yapıda olduğu, annesinin olay tarihlerinde birlikte yaşadığı adamın dükkanının anahtarını istediği ve vermemesi nedeniyle kendisine iftira attığı yönündeki savunmaları, duruşmada hazır edilen mağdurenin babasının beyanında da olaya dair bir görgüsü olmadığı, ancak sanığın savunmasını destekler mahiyette kızının kendisini de suçladığı ve sanığın kızına yönelik herhangi bir cinsel eylemde bulunduğunu düşünmediği şeklindeki beyanları,

mağdurun içeriğinde olayın yaşanmadığından bahsettiği şikayetinden vazgeçtiğine dair dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde, olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalarda başka delillerle desteklenmeyen çelişkili ifadeleri, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanık hakkında her ne kadar atılı suçtan kamu davası açılmış ise de dosya kapsamında sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, net, somut, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil mevcut olmadığı” şeklindeki gerekçeyle sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.

2. Dosya kapsamında bulunan deliller;

Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, sanık savunmaları, katılan mağdure beyanları, doktor raporları, tanık anlatımları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile polis tutanaklarından ibarettir.

IV. GEREKÇE

Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalarda başka delillerle desteklenmeyen çelişkili ifadeleri, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirinde hukuka aykırılık bulunmamış, katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/235 Esas, 2022/499 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 05.04.2023 tarihli 2022/16128 esas ile 2023/2041 sayılı kararı

Yukarıda Yargıtay kararında ise dava dosyasında tanık beyanları olmasına rağmen diğer somut delillerin bu tanık beyanları ile çelişmesi nedeniyle yerel mahkeme tarafından verilen beraat kararı yüksek mahkeme tarafından hukuka uygun bulunarak verilen beraat kararı için onama kararı vermiştir.

Sadece Mağdur Beyanı İle Ceza Verilir Mi?

Sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi konusu kadar ceza hukukunda sık sık sadece mağdur beyanı ile ceza verilir mi sorusu da araştırma konusu olmaktadır. Tıpkı sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi konusunda olduğu gibi özellikle cinsel suçlar hariç olmak üzere yine sadece mağdur beyanına dayanılarak da ceza verilmesi mümkün değildir.

Örneğin telefonla hakaret suçunda sanığın kendisine hakaret ettiğini iddia eden mağdurun telefon görüşme kayıtları (HTS kayıtları) incelendiğinde belirtilen gün ve saatlerde sanığın mağduru aradığı kayıt altına alınmış olması somut delil olarak kabul edilir. Bu durumda mağdurun beyanı somut deliller ile desteklenmiş olacaktır.

Sadece Tanık Beyanı İle Ceza Verilir Mi?

Tanık beyanı kesin delil midir? Sadece tanık beyanı ile ceza verilir mi? Konularında yapmış olduğumuz yukarıdaki bilgileri özetlemek gerekirse; Sadece tanık beyanı ile hüküm kurulması ceza hukukuna hakim olan ilkelerden “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle tanık beyanlarının diğer deliller ile desteklenmemesi halinde verilen mahkumiyet kararları da hukuka aykırı olacaktır.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir